| Yaran Şimdi iyi, ama gözlerin yaşın ilerlediği için kötüleşmiş. | Open Subtitles | جرحك بخير الآن لكن عيونك ضعفت مع التقدم في السن |
| - Başta zor oldu ama Şimdi iyi. | Open Subtitles | كانت الأمور صعبة بالبداية ولكنها بخير الآن |
| - Geçen hafta biraz kötüydü. Şimdi iyi ama. | Open Subtitles | لم تكن على مايرام الأسبوع الماضي لكنها بخير الآن |
| ...ve onu gömdüğümüzde ölü olduğunu sanıyorduk ama Şimdi iyi görünüyor. | Open Subtitles | ونحن أعتقدنا انه كان ميت عندما دفناه. لكنه يبدو بخير الان |
| Bak, O iyi. Sadece üzgün ve çığlık attı. Ama Şimdi iyi. | Open Subtitles | أنظر، أنها بخير، لقد كانت مستاءة و صرخة و لكنها بخير الأن |
| Çok üzgünüm. Şimdi iyi mi? | Open Subtitles | آوه أنا آسفة يا " لوسي هل هي بخير ؟ |
| Simon geçen gece bacağını kırdı. Fakat Şimdi iyi. | Open Subtitles | سيمون كسر رجله تلك الليلة و لكنه بخير الآن |
| Babamın hipertansiyonu vardı, ama tedavi gördü, Şimdi iyi. | Open Subtitles | أبي كان لديه ارتفاعاً في ضغط الدّم ولكن مع الدواء، أصبح بخير الآن |
| Şimdi iyi olduğunu biliyorum ama sen 4-5 yaşlarındayken hastaydı. | Open Subtitles | أعرف أنها بخير الآن لكنّها عندما كان عمرك أربع أو خمس سنوات، كانت مريضةً |
| Ama Şimdi iyi olduğunu biliyorum. Değil mi tatlım? | Open Subtitles | لكني أعرف أنك بخير الآن ألست كذلك يا حبيب القلب؟ |
| Ama Şimdi iyi durumda. Adamın beynini tedavi ettiler. | Open Subtitles | اسمع اسمع لقد عالجوا دماغه وهو يشعر بخير الآن |
| - Köpeğim Henry'e araba çarptı fakat Şimdi iyi. | Open Subtitles | ـ ما الجديد ؟ ـ كلبى هنرى صُدم بواسطة سيارة ولكنه بخير الآن |
| Şimdi iyi mi, yoksa öldü mü? | Open Subtitles | هل هو بخير الآن أم أنّه قد مات؟ |
| Ama Şimdi iyi. Asıl ben hastayım. | Open Subtitles | و لكنها بخير الآن أنا هو الشخص المريض |
| Şimdi iyi, uyuyor. Rachel yukarıda, gece boyunca yanındaydı. | Open Subtitles | هو بخير الان انه نائم وكذلك امه لقد كانت بجواره طوال الليل |
| O Şimdi iyi çocuklar. Tanrı ile birlikte. | Open Subtitles | انه بخير الان يا اطفال انه مع الرب |
| Diğer tarafa geçiş zor olmuş. Ama Şimdi iyi. | Open Subtitles | عبوره للاخرة كان صعب ولكنه بخير الان |
| Şimdi iyi olursun diye düşünüyorum. Bir dayanak noktası bulmuş gibi görünüyorsun. | Open Subtitles | أعتقد انك ستكون بخير الأن يبدو أنك وجدت مرساة |
| Sorun yok, o Şimdi iyi. | Open Subtitles | لا بأس هي بخير الان |
| Korkmuştu. Ama Şimdi iyi. | Open Subtitles | لقد كان خائفاً و لكنه على ما يرام الآن |
| Ama Şimdi iyi, yemin ederim. Myhnegon Eldivenini de bulan o. | Open Subtitles | لكنه طيب الآن, أقسم بهذا انه من وجد قفاز "مانيجون" |
| Ve Şimdi iyi bir işim iyi bir arabam var. | Open Subtitles | و لدي وظيفة جيدة الآن سيارة جيدة, و في خلال سنة أخرى سوف أحصل على بيت |
| Onun Şimdi iyi bir pozisyonu var ve zeki bir kocanın bana uyacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | لديه منصب جيد الآن و لا أظن بأن زوجا ذكيا سيناسبني. |
| ... evet ama şimdi düzeldi. Oh. Şimdi iyi. | Open Subtitles | حسنا لكنها بحال افضل الان انها بخير |
| Biraz rahatsızlandı ama Şimdi iyi. | Open Subtitles | شعرت ببعض التعب لكنها بصحة أفضل الآن |
| Ben Şimdi iyi iş istiyorum. | Open Subtitles | أريد عمل ممتاز منكم |