| Çoğumuz gibi o da bilinç kaybı sırasında şuurunu kaybetti. | Open Subtitles | كحال معظمنا، كان غير واعٍ مسبقاً عندما حدث فقدان الوعي |
| Anlarsın ya, ciğerlerindeki yanma hissi olur bütün hava tükenir ve yavaşça şuurunu kaybedersin. | Open Subtitles | أتدري، ذلك الشعور الحارق في رئتكِ حينما ينفذ منك الهواء.. وتفقد الوعي ببطء |
| Ağrı çok fazla olmaz ama olduğunda da bedenin şuurunu yitirir.. | Open Subtitles | الالم لن يكون شديدا وما ان يشتد يغيب الجسد عن الوعي ولكنكم تملكون الادوية اليس كذلك ؟ |
| Evet, ona beyin tümörü teşhisi konuldu, ve zaman zaman şuurunu kaybediyor. | Open Subtitles | و قد تم تشخيصه بسرطان المخ لذا هو يفقد وعيه طوال الوقت |
| Erkek arkadaşı ise ağzı bağlanıyor, saldırılıyor ve şuurunu kaybedene kadar dövülüyor. | TED | و صديقها قد سُد فمه وهُوجم و ضُرب حتى فقد وعيه. |
| Bu kadar yüksekte şuurunu nasıl koruyorsun bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعرف كيف يمكنك الحفاظ على الوعي في هذا الارتفاع |
| şuurunu kaybetmeden önce papazın durumunu anlatabilecek var mı? | Open Subtitles | هل يستطيع أي واحد منكم أن يصف حالة القسيسة قبل أن تفقد الوعي ؟ |
| Olay sırasında şuurunu kaybettiğini söylüyor. | Open Subtitles | اسمعا، قالت إنها فقدت الوعي أثناء الحادث |
| şuurunu kaybetmeden hemen önce benimle konuştu. | Open Subtitles | لقد قال لي تماماً قبل ان يفقد الوعي |
| Daha çok, bir gece oturmuşta, bir şişe merlot açmış ve şuurunu kaybedene kadar yazmış gibi. | Open Subtitles | على الأرجح أنّها جلست في إحدي الليالي وهي تتجرّع جعّة الـ(ميرلوت) وظلّت تكتب فحسب حتّى فقدت الوعي |
| Adam ölüyor! şuurunu kaybetti. | Open Subtitles | إنه يحتضر' لقد فقد الوعي |
| şuurunu kaybediyor. | Open Subtitles | إنها تفقد الوعي. |
| şuurunu kaybetmiş sadece. | Open Subtitles | لقد فقد الوعي للتو |
| Gene şuurunu kaybedip dostla düşmanı karıştırmandan korktum. | Open Subtitles | فقط أتــأكد من أنكِ لن تفقدي الوعي وتصبحي النسخة السيئة من (إيملي). |
| Bu Tommy, efendim. Durumu kötü. şuurunu yitirmiş. | Open Subtitles | هذا (تومي) سيّدي، أنه في وضع سيء، أنه فاقد الوعي. |
| Teorik olarak Frost ve arkadaşları, lineer hızlandırıcımızı kullanıp bilinçlerimize çok güçlü şok dalgaları göndermişlerdi ve insanlığın şuurunu farklı bir uzaya geleceği görüşlere götürmüştü. | Open Subtitles | نظريّاً، رفع (فروست) و رفاقه مستوى مسرّعنا الخطيّ إلى هذا الحد من الطاقة ليرسل موجاتِ اهتزاز خلال حقل الوعي و ينقل الوعي الإنساني بأكمله إلى مكانٍ مختلف من الزمان... |
| şuurunu kaybedene kadar onu boğdum ve solunum aletine bağlamak zorunda kaldılar. | Open Subtitles | . خنقته حتى فقد وعيه . إستلزم الأمر وضعه في جهاز تنفس إصطناعي |
| Ve şuurunu kaybettiği zamanlarda kötü biri oluyor, ama sonra hiç bir şeyi hatırlayamıyor. | Open Subtitles | وهو مع فقدان وعيه يصبح شريراً لكنّه لا يتذكر حدوثها |
| Görünüşe göre şuurunu yitirdi. | Open Subtitles | يبدوا أن ذلك أفقده وعيه |
| Sanırım Gus şuurunu kaybediyor. | Open Subtitles | أعتقد أنّ (جاس) يفقد وعيه |