| Gayet açık görünüyor. Lanet herif yine ortalıklarda. | Open Subtitles | انة يبدو واضحاً لى , الوغد كان يعبث بالانحاء |
| Bunun nereye gittiğini bilmediğini söylüyorsun ama bana epey açık görünüyor. | Open Subtitles | تدّعي أنّ لا فكرة لديك أين يسير هذا، لكنّه يبدو واضحاً جداً لي. |
| Eğer Robert seni dövüyorsa ve onu kasıtlı olarak öldürmediysen seçenekler oldukça açık görünüyor. | Open Subtitles | ولم تنوي قتله، فإن الخيار يبدو واضحاً بكثير |
| Enerji fakirliğini çözmenin talimatları bayağı açık görünüyor: Kârları yüksek olan bu teknolojileri geliştiriyorsun ve insanların onları kapması gerekiyor. | TED | فالوسيلة لحل مشكل فقر الطاقة تبدو واضحة جدًا: العمل على تطوير هذه التكنولوجيا التي لها عائد كبير في الاستثمار، وينبغي أن يقتنصها الناس. |
| Çok açık görünüyor, ve hala açık değil. | TED | انها تبدو واضحة جدا ,ولا تبدو كذلك. |
| Durum oldukça açık görünüyor. | Open Subtitles | الحالة تبدو واضحة جدّاً |
| Her şey çok açık görünüyor, efendim. On kapı açıktı. | Open Subtitles | كل شيء يبدو واضحاً سيدي |
| Oldukça açık görünüyor. | Open Subtitles | حسناً, هذا يبدو واضحاً كفاية. |
| "Öldürmeyeceksin" gayet açık görünüyor. | Open Subtitles | "لا تقتل" تبدو واضحة جداً |