| Kırkıncı hesabımı açtığım kişi. | Open Subtitles | فتحت حسابه قبل أن أغلق الأربعين حساب الخاصين بى |
| Bugün açtığım şişenin başka bir gün açsaydım nasıl farklı olacağını. | Open Subtitles | أي أنني إذا فتحت زجاجة نبيذ اليوم ستختلف طعمتها عن إذا فتحتها في يوم آخر |
| Babamın çantasını, karının doğumgünü kombinasyonuyla açtığım zaman bana ilişkilerini bildiğini söyledin. | Open Subtitles | عندما فتحت حقيبة والدي و تاريخ ميلاد زوجتك انت قلت انك تعلم عن العلاقة |
| Perdeyi açtığım anda aldığım o çürümüş et kokusunu halen hatırlayabiliyorum. | TED | ما زلت أتذكر شيئاً من رائحة اللحم المتعفن في قدمها وأنا أفتح الستارة لأراها. |
| Şimdi... kapıyı açtığım zaman... onu şaşırt... ve merhamet gösterme! | Open Subtitles | والآن، عندما أفتح الباب، اضربه مستغلاً عامل المفاجأة ولا تكن رحيماً به |
| Başınıza açtığım tüm bu sorunlar için çok üzgünüm. | Open Subtitles | اننى جد آسفة على المشاكل التى سببتها لكم جميعا |
| Başka kabahatim var mı bilmiyorum. Ağzımı açtığım her an için özür dilerim. | Open Subtitles | لستُ واثقًا من أيّ شيء بعد الآن آسفة لأنّي فتحتُ فمي من الأساس |
| O kapıyı açtığım için oluyor bütün bunlar, değil mi? | Open Subtitles | لقد فتحت هذا الباب، ولهذا السبب كل هذا يحدث أليس كذلك؟ |
| Dolabı açtığım anda sahte köpek kakası düştü ve uzun süredir gülmediğim kadar güldüm. | Open Subtitles | أتعلم، في اللحظة التي فتحت بها الخزانة وقعت لعبةٌ مزيفة على شكل فضلات الكلب و قمت بالضحك، كما لم اضحك منذ وقت طويل |
| Deliği açtığım yer, sadece gölün diğer tarafında. | Open Subtitles | إنّه في الجانب الآخر من البحيرة، حيث فتحت النافذة. |
| E-postayı açtığım dakika keşke açmasaydım dedim. | Open Subtitles | في الدقيقة التي فتحت فيها الرسالة تمنيت لو لم أفعل |
| O kapıyı açtığım andan itibaren, sanki ele geçirilmişti dostum. | Open Subtitles | لحظة فتحت هذا الباب ، كانت ، مثل ، يمتلك رجل. |
| İlk açtığım zaman gelen kutusunda 6 mesaj vardı. | Open Subtitles | أجل أول مرة فتحت فيها بريدي الوارد وجدت فيه 6 رسائل |
| Oda servisine sipariş vermemiştim ama kapıyı açtığım da... | Open Subtitles | ولم أطلب خدمة الغرف لكنني ما أن فتحت الباب |
| Kolunu açtığım zaman gördüklerime göre hareket edeceğim. | Open Subtitles | في حالة إذا فتحت ذراعك، ..وبالإعتماد على ما قد أجده |
| Önem verdiğim birine kalbimi açtığım her zaman her zaman hayal kırıklığına uğradım. | Open Subtitles | كل مرة أفتح قلبي لشخص أهتم به ينتهي الامر بي خائب الأمل |
| İşte kendi restoranımı açtığım zaman da insanlar yemeklerimin tadına bakabilmek için kapımda sıraya girecek. | Open Subtitles | وعندما أفتح مطعمي الخاص، أؤكد لك أن الناس سيتراصون من أبعد الأمكنة، فقط لكي يتذوقوا بعض طعامي |
| Ben ön kapıyı açtığım zaman odaya davet edilmiş gibi hissetmeyi seviyorum. | Open Subtitles | عندما أفتح الباب الأمامى أود أن أشعر بأن الغرفة تدعونى للدخول |
| İnanmayabilirsin ama başına açtığım dert için üzgünüm. | Open Subtitles | أعرف أنك ربما لن تصدقني لكنني صدقا آسفة للمشاكل التي سببتها لك |
| Fakat iki evren arası kapıyı açtığım yerdeki donmuş göl çok güvensizdi. | Open Subtitles | لكنّ البحيرةَ المتجمّدة حيث فتحتُ بوّابةً بين العالَمين، كانت هشّةً، |
| Başka bir depozito $5K senin için açtığım market hesabına. | Open Subtitles | أودعت خمسة آلاف أخرى في حساب سوق العملة الذي فتحته لك |
| Luke'a yardım etmenin, onda açtığım yarayı iyileştirmesi gerekiyordu ama Antoine'ı önce ben bulmazsam canını daha çok yakmış olacağım. | Open Subtitles | بمساعدتي للوك كان يفترض ان اخفف عنه الألم الذي سببته اليه ولكن سوف اؤذيه اكثر اذا لم امسك بأنطوان قبله |
| Fazlası başına açtığım belalar için. | Open Subtitles | ومعه المزيد بسبب المشاكل الذي سبّبتها لك. |