| Çok üzücüydü ve çok güzeldi. Senin gibi ağlamadım çünkü bebek değilim. | Open Subtitles | كان محزن حقاً وكان جميل, لم أبكي مثلك لأنني لم أعد طفله |
| Babam bir domuz çaldığı için asıldığında bile ağlamadım ama şimdi ağlayacağım. | Open Subtitles | لم أبكي عندما شنقوا أبي لسرقته خنزير لكن سأبكي الآن |
| Tamam, her şeyden önce ağlamadım gözlerim yaşardı, ikinci olarak sebebi o adamlardan birisini bile cinayetle ilişkilendirmemiz değil. | Open Subtitles | حسنًا ، بادئ ذي بدء أنا لم أبكي لقد دمعت ثانيًا لم يكن بسبب عدم قدرتنا |
| Boston'daki aile mezarlığında gömülmesini izlerken bile ağlamadım. | Open Subtitles | لم أبك حتى عندما وقفت أشاهدهم وهم ينزلونه إلى الأرض في مقبرة عائلته خارج بوسطن |
| Koca yetişkin hayatımda bir kez olsun ağlamadım şimdi sırf sizin yüzünüzden ağlayacak değilim. | Open Subtitles | لم أبكِ ولا مرة في كامل سنوات رشدي ولن أبدأ بالبكاء الآن بسببك |
| ağlamadım. Sadece gözüme bir şey kaçtı. | Open Subtitles | لم ابكي في اللعبة كان هناك شيئاً في عيني |
| Aman. 5 yaşımdan beri ağlamadım. | Open Subtitles | ايا يكن انا لم ابك منذ كنت في الخامسة |
| Şunu söyledi, "Kardeşim geçen yıl vuruldu ve onun için ağlamadım. | TED | ثم أردف " لقد قتل أخي السنة الماضية برصاصة ولكني لم أبكي عليه .. |
| Buraya geldiğimden beri bir kez bile ağlamadım. | Open Subtitles | لم أبكي و لا مرّة منذ أن أتيت لهنا. |
| Annemin cenazesinde ağlamadım. Bunu denedim. | Open Subtitles | لم أبكي على جنازة أمي حاولت, تعلمين؟ |
| Bir kurt gördüm, ama ağlamadım. | Open Subtitles | لقد رأيتُ ذئباً، لكنّي لم أبكي |
| Doktor, benim popomu dün tokatladı. Ben de ağlamadım. | Open Subtitles | طبيب صفع مؤخرتي أمس و لم أبكي أيضا |
| Ben 11 yaşımdan beri hiç ağlamadım ama Aaron daha 4 aylık. | Open Subtitles | . لم أبكي قد منذ أن كُنت بالـ11 . ولكن " آرون " يبلغ أربعة أشهر فحسب |
| - Ben de Mamma Mia'yı sevdim ama ağlamadım. | Open Subtitles | يعني أنا أحب ماما ميا! ، ولكن لم أكن أبكي. |
| Ben bir kere bile ağlamadım. | Open Subtitles | بكيت؟ لم أبك ولا مرة واحدة شيء رائع |
| ağlamadım, Finny için hiç ağlamadım. ağlamadım. | Open Subtitles | لم أبك حينها أو أبداً على فيني |
| 1987'den bu yana ağlamadım. Ve yatakta bir fenomenim. | Open Subtitles | أنا لم أبكِ منذ 1987 وأنا مدهشة في الفراش |
| Cenazesinde ağlamadım bile. | Open Subtitles | حتى أنني لم أبكِ بجنازة والدتي |
| Toplantılarda ağlamadım. Mini etek giymedim. | Open Subtitles | انا لم ابكي في الاجتماع انا لم البس تنورة قصيرة |
| Ben hiçbir zaman öyle ağlamadım kanka Neden kızıyorsun? | Open Subtitles | لم ابك مثل ذلك هل انت مجنون |
| Eric diplomasını aldığında ağlamadım bile. | Open Subtitles | تَعْرفُ، أنا لَمْ أَبْكِ مرّة عندما إيريك حَصلَ على دبلومِه. |
| Yılbaşından bu yana böyle ağlamadım. | Open Subtitles | أنا مَا بَكيتُ مثل هذا منذ، حَسناً، عشية السنة الجديدة. |