| O bu kadar acı çekerken bile içimde bir şeyler onun daha çok acı çekmesini istiyor. | Open Subtitles | بالرّغم من أنّه يعاني شئ ما في مكان ما بداخلي يريده أن يتألّم أكثر |
| Öylece durup onun acı çekmesini izlemeyeceğim. Onu çok fazla umursuyorum. Bunu anlıyor musun? | Open Subtitles | لذا لن أقف مكتوفة اليدين أشاهده يعاني أنا أهتم به كثيرًا، هل تفهمين؟ |
| Kocasının ona yaptıkları yüzünden, Martha'nın acı çekmesini istiyor Matthew'u da ele geçirene kadar gitmeyecek. | Open Subtitles | لقد أرادها أن تعاني بسبب ما فعله زوجها وهو لن يتوقّف حتى يحصل على، ماثيو |
| Fakat Sokar kurbanlarının ölmesinden çok acı çekmesini görmeyi ister. | Open Subtitles | لكن سوكار يفضل مشاهدة ضحاياه يعانون من الموت. |
| Yalnızca bu yavşağın acı çekmesini ve otobüs firmasının bu adamı işe aldığı için sorumluluk almasını istiyoruz. | Open Subtitles | نحن فقط نريد هذه الطعون من اجل المعاناة ونريد من شركة الحافلة ان تأخذ المسؤولية في توظبف السائق |
| Seni çıkarırdım, bu fare deliğini havaya uçururdum ve o o...pu çocuğunun acı çekmesini sağlardım. | Open Subtitles | كنت لأُخرجك من هنا، و أفجر جحر الفأر هذا و أتأكد من أن اللعين يُعاني |
| Normal bir insansan, başka birinin acı çekmesini duymaktan nefret etmen çok normal. | Open Subtitles | إنّه صعب فحسب إن كنت شخصاً.. يكره أن يرى شخصاً آخر يعاني |
| Başkasının acı çekmesini görmezden gelebilir. | Open Subtitles | و بلا شك يستطيع أن يدير ظهره لشخصٍ يعاني |
| Öylece durup onun acı çekmesini izlemeyeceğim. Onu çok fazla umursuyorum. Bunu anlıyor musun? | Open Subtitles | لذا لن أقف مكتوفة اليدين أشاهده يعاني أنا أهتم به كثيرًا، هل تفهمين؟ |
| Hayır, bu yeterli değil. acı çekmesini istiyorum. Kanının dökülmesini istiyorum. | Open Subtitles | لا، لا، هذا ليس كافياً، أريد أن أراه يعاني أريد أن أراه ينزف دماً |
| Çok kızdın. Beni incittiği gibi incinmesini, acı çekmesini istedim. | Open Subtitles | أردت أن أنتقم منه كما آذاني، أن أجعله يعاني. |
| - Bu orospu çocuğunun Jay gibi acı çekmesini istiyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أريد هذا اللعين أن يعاني مثلما عاني جاي لا تقلقي |
| acı çekmesini istemiyorum Onu kendi haline bırakmayı istiyorum. | Open Subtitles | أسمع , أنا لا أريدها ان تعاني ولكنني اريد ان اتركها تموت بسلام |
| acı çekmesini istemiyorum ve sağlıklı bir bebek istiyorum. Anlaşıldı mı? | Open Subtitles | لا أريدها أن تعاني من أي ألم و أريد أن يكون الولد بحالة سليمة |
| Onu hemen orada öldürebilirdiniz ama olabildiğince acı çekmesini istediniz. | Open Subtitles | كان بإمكانك أن تقتلها على الفور ولكنك أردتها أن تعاني لأطول فترة ممكنة |
| Sevdiğin insanların acı çekmesini görmek ve bir şey yapamamak çok zor. | Open Subtitles | من الصعب أن ترى الناس الذين تحبهم يعانون وليس هناك ما يمكنك مساعدتهم به |
| Anti sosyal, Tanrı'yı oynamak ister, kontrol ister, masum insanların acı çekmesini görmeyi ister. | Open Subtitles | غير اجتماعي، يريد أن يقوم بالأمر جيداً يريد السيطرة، يريد أن يرى الأبرياء يعانون |
| Bu kadar insanın acı çekmesini dinlemek çok zor bir şey olmalı. | Open Subtitles | لا بدّ وأنهُ كان صعب جدا لـ أن تستمع إلى كلّ تلك المعاناة |
| Ama acı çekmesini istiyorum. | Open Subtitles | لكني أُريدهُ أن يُعاني |
| Gerçekten, birinin acı çekmesini istiyorsan, beni al. | Open Subtitles | حقاً , إذا كنت تريد أن يُعانى أحداً ما فخذنى أنا |
| Onların fiziksel ve zihinsel acı çekmesini istiyor. Bu onun için önemli. | Open Subtitles | لقد اراد منهم ان يتعذبوا عقلياً و جسدياً |
| İnsanların acı çekmesini seyretmekten zevk alıyorsun sen. | Open Subtitles | أظنّكَ تحبّ رؤية الناس يتعذّبون |
| Bazı insanlar başka insanların acı çekmesini izlerken kendi çektiklerinden daha fazla acı duyarlar. | Open Subtitles | بعض الناس يجدون هذا صعبًا فى رؤية الآخريين يعانوا آلمًا أكثر من أن يشعروا هم بالآلم |
| acı çekmesini istemişler. | Open Subtitles | لقد أرادوا منه أن يتعذب |
| Daha çok inleyip acı çekmesini isterdim. | Open Subtitles | كنت اتمنى ان تتعذب جيداً وطويلاً. |