| O da birini kaybetti Sana acıyarak yardım edecek | Open Subtitles | لقد فقدت أحداً هي الأخرى ستساعدك بدافع الشفقة |
| O da birini kaybetti acıyarak sana yardım edecek | Open Subtitles | لقد فقدت أحداً هي الأخرى ستساعدك بدافع الشفقة |
| Tuhaftır ki, hayırseverlere hep acıyarak bakmışımdır. | Open Subtitles | هذا طريف ، لطالما كُنت أنظر إلى فاعلي الخير بشفقة |
| acıyarak bana baktı ve "bu çok hoş" dedi | Open Subtitles | نظرت إليّ بشفقة وقالت "هذا لطيف." ، لا أكثر. |
| herkesin bana acıyarak baktığını biliyordum, ama seni tanıdığımda, farklı hissettim. | Open Subtitles | وكان كل ما أراه الازدراء أو شفقة ولكن عندما التقيت لكم, وأنا أشعر مختلفة |
| Kendimi acıyarak geçireceğim bir geceden kurtardın beni. | Open Subtitles | لقد أنقذتني يا جيرمي من ليلة مليئة بالشفقة على نفسي. |
| Marty elini kırmaz, müziği bırakmaz... ve yıllarını kendine acıyarak geçirmezdi. | Open Subtitles | و لن يكسر مارتي يده بالتالى. لن يعتزل العزف الموسيقى ولن يضيع عمره في الشعور بالأسف على نفسه. |
| O da birini kaybetti acıyarak sana yardım edecek | Open Subtitles | لقد فقدت أحداً هي الأخرى ستساعدك بدافع الشفقة |
| Ve bana şu anda acıyarak bakman buradaki kimsenin bilmemesinin tek sebebi. | Open Subtitles | ونظرة الشفقة التي اراها منكِ الان هي السبب التي لا اريد لاحد ان يعلم بشأن هذا الامر |
| Yaptığın şey bizim sana acıyarak verdiğimiz işlerde başarılı olamayınca onun bunun altına yatarak yükselmeye çalışmandı. | Open Subtitles | ما فعلته هو محاولة شق طريق نحو القمة بعدما فشلتِ في عدد لا يحصى من الوظائف التي أسندناها إليكِ بدافع الشفقة |
| Bu yüzden de senin küçük kızlar gibi mızmızlanmayı kesip, cesaretini toplaman ve kendine acıyarak vakit harcamaman lazım ki bu işi başaralım. | Open Subtitles | لذا، اريدك ان تتوقف عن البكاء كالفتاة الصغيرة لملم اطرافك توقف عن تضييع الوقت في الشفقة على نفسك |
| Onun gibi insanlara acıyarak vakit kaybedemem. | Open Subtitles | أنا لا أهدر الشفقة على أناس مثله |
| Kate, Alexander'a en çok acıyarak baktı, "peki" dedi. "Git öyleyse. | Open Subtitles | (كيت) نظرت إلى (الألكسندر) بشفقة أكثر من أي شيء آخر. "حسنا،" قالت، |
| Bana acıyarak bakıyor. | Open Subtitles | أراه ينظر إلي بشفقة, |
| Bana acıyarak bakmanızı istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريدك أن تتطلع لي بشفقة |
| Hiç sorun değil. Aw. Morning bana acıyarak bakıyor. | Open Subtitles | لا مشكلة (مورنينق ) تنظر الي بشفقة |
| - acıyarak. | Open Subtitles | بشفقة |
| Harika ama o kadar acıyarak bakmayın. | Open Subtitles | أجل ، رائع لكن تعلمون ، مع أقل شفقة في أعينكم |
| Tanrı'nın bana acıyarak baktığını hissedebiliyorum. | Open Subtitles | أشعر بأعين الرب تنظر لي بكل شفقة |
| Kendine acıyarak bir şey yapmayacaksan sen de aynı şeyleri göreceksin. | Open Subtitles | إن كنت ستنغمس بالشفقة على نفسك ولا تفعل شيئاً فحينها ستشاهد نفس الذي شاهدته أنا، أتفهم؟ |
| "Bill sevgilisine aşkını sunuyor, sevgilisi ise ona acıyarak karşılık veriyor." | Open Subtitles | ربما سيقولون، "بيل" هنا، "يقوم بإعطاء حبيبته الحب،" "ولكنها تقوم برد هذا بالشفقة عليه،" |
| Daha hiç kimse, üzüntü içinde dolanıp, kendine acıyarak, kendini iyi hissetmedi. | Open Subtitles | بتحسن وبواسطة الجلوس، والحزن والشعور بالأسف تجاه أنفسهم. |
| -I olduğunu göstermektedir ekledi. Ben bile bu tür acıyarak. Evet, bu adam çok sıkıcı. | Open Subtitles | "كاتش أمبراتور" أحب ذلك العرض شعرت بالأسف على أولئك الشبان |