| aceleci bir açıklama yapıyor. Sizin umutsuz durumunuzu açığa çıkaran, bu nadide kristaldi. | Open Subtitles | هذا إدعاء متهور ، هذه البلؤرة النادرة هى من كشفت المأساة البأسة التى حلت بك |
| aceleci görünmeni istemiyorum... ama ilk fırsatta bundan söz et... | Open Subtitles | لا أريدك أن تبدوا متسرعا لكن انتقل معهم في اول فرصة تجدها |
| Bu kadar aceleci davranmayalım. | Open Subtitles | 00 لكيف ذلك؟ لا أعتقد يجب أن نكون حتى متسرعة. |
| Diyordum ki bundan sonra da aceleci davranmamam için bir deşarj yolu bulmam belki de iyi bir fikir olurdu. | Open Subtitles | وفقط للتأكيد نحن لا نستبق الأحداث كنت أفكر بأنّها ستكون فكرة جيدة |
| Bu iş için çok aceleci davrandığını pişmanlık duyduğunu hissettim sanki. Pişmanlık mı? | Open Subtitles | أعتقد أني أخذت الانطباع أنك ربما تسرعت بذلك، ربما ندمت عليه |
| Fikirlerine değer veriyorum. Ama biraz aceleci davranmıyor musun? | Open Subtitles | أنا فعلاً أقدر نقدِك لكن ربما نحن نتسرع بعض الشيء |
| Evlenmenin fazla aceleci olduğunu düşünmüştüm ve yanlış yaptığını senin de görmeni istedim. | Open Subtitles | اعتقدت أنكِ كنتِ متهورة بزواجكِ و أردتكِ أن تعلمي أنكِ أخطأتِ |
| Odaya girdiğimizde biraz aceleci davranmış olabilirim. Burada nelerin söz konusu olduğunu düşünmeliyiz. | Open Subtitles | لربما كنت متعجلا قليلا عندما دلفت إلى الغرفة لكن وجب عليّ التفكير فيما هو على المحك هنا |
| Beyaz Saray'da oturan o ayyaş da bana aceleci diyor. | Open Subtitles | ! هذا السكير الذي يجلس فسي البيت الأبيض يدعوني متهور |
| Dostlarim, bilirsiniz, ben ne aceleci, ne de düsüncesiz biriyim. | Open Subtitles | أصدقائي, انتم تعرفون كيف أكون لست مندفع أو متهور |
| Pekala, belki de bu kadar aceleci olmamalısın. | Open Subtitles | حَسناً، ربما يَجِبُ أَلا تكون متسرعا. |
| Teklifinizi hemen geri çevirmekle biraz aceleci davranmış olabilirim. | Open Subtitles | ربما كنت متسرعة قليلا برفض عرض العمل سريعا جدا |
| aceleci davranıp size süre vermek istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريدنا أن نستبق الأحداث وأباشر بوضع مواعيد مرجوة |
| aceleci davrandığımı biliyorum ama yanlış bir soru sordum diye beni çıkartacak mısın? | Open Subtitles | أعرف أنني تسرعت بإطلاق الأسئلة لكن سؤال واحد خطأ و تطردني ؟ |
| İsterseniz kendimizi polise teslim etmek konusunda aceleci olmayalım. | Open Subtitles | دعونا لا نتسرع في رمي أنفسنا بين أحضان الشرطة |
| Yaratıcılığımız fazla kıt, fazla taraflı, fazla aceleci miydi? | Open Subtitles | هل كانت رؤيتنا ضيّقة جدا، جزئية جدا، متهورة ؟ |
| Fazla aceleci davranmayın. | Open Subtitles | لا تكن متعجلا هكذا |
| Sabahları fazla aceleci olabiliyorum. | Open Subtitles | لربما كنت مستعجلاً قليلاً في غسل الصباح |
| Belki her şeyi atmak için bu kadar aceleci olmamalısın. | Open Subtitles | انظري ربما يجب ان لا تستعجلي في التخلص من كل هذه الاشياء |
| Böyle aceleci olmak istememiştim. Özür dilerim. | Open Subtitles | أنا لم أرد إستعجال الأمور أنا آسفة |
| Bazen aceleci olmamak en iyi seçenektir. | Open Subtitles | التسرع لا يفيد احياناً. |
| Kang Sang In'in cezalandırılması konusunda neden bu kadar aceleci ve endişeli davranıyorum biliyor musunuz? | Open Subtitles | هل تعلم لما أنا قلقٌ جدًا بشأن تنفيذ عقوبة كانغ سانغ إن بعجلة شديدة؟ |
| aceleci olma. Biliyorum ülke için üstüne düşeni yapmadığını düşünüyorsun ama öyle değil. | Open Subtitles | لا تستعجل, أعرف أنك قلق بأنك لا تقوم بواجبك تجاه هذا البلد, لكن هذا غير صحيح. |
| Sanırım biraz aceleci davrandım. | Open Subtitles | أعتقد بأني تصرفت بتهور قليل |