| - acil servis doldu taştı. Yarayı üçe bölüp hepsini oraya koyduk. | Open Subtitles | غرفة الطوارئ مكتفية, ينبغي أن نقسم غرفة الرضوح الثالثة ونضعهما معاً هناك |
| * Trafik sıkışıklığından acil servis sıkışıklığına koşturmaları. | Open Subtitles | يسرعون وسط عرقلة السير الى زحمة غرفة الطوارئ |
| Larry birkaç yıldır acil servis'e sürekli gelip gider. | Open Subtitles | لارى كان زبوناً دائما فى غرفة الطوارئ فى الفترة الماضية |
| Uçakta dört acil servis doktoru ve iki hemşire bizimleydi. | TED | و كان لدينا أربعة أطباء طوارئ و ممرضتان على الطائرة. |
| Bebeği bulduğunuz saatteki tüm 911 aramalarını acil servis'teki bağlantıma kontrol ettirdim. | Open Subtitles | طلبت من الشخص الذي يعطيني المعلومات في خدمات الطوارئ إجراء تحقيق حول كل إتصالات الطوارئ بالتزامن مع العثور على الطفل |
| İlk yerleştiğim yerde, acil servis'te 36 saatlik görev yaptım. | Open Subtitles | في إقامتي الأولي عملت مدة ستة وثلاثين ساعة في غرفة الطوارىء |
| Hastanenin geri kalanı kapalı olabilir ama acil servis çalışıyor. | Open Subtitles | قد يكون باقي المكان مقفلا لكن قسم الطوارئ مازال يعمل |
| Kovulana kadar sıradan bir acil servis doktoruydum. | Open Subtitles | لقد كنت طبيب الطوارئ المفضل لديكم الى أن تم طردي |
| Tıp fakültesinde bize dediklerine göre, bir acil servis doktorunun yüzü... bir çok insanın en son göreceği şeydir. | Open Subtitles | لقد أخبرونا في المدرسة الطبية أن وجه الطبيب في غرفة الطوارئ هو آخر شيء يراه الكثير من الناس. |
| Son yedi gün içinde, acil servis nörologa nörologda beş ayrı doktora göndermiş. | Open Subtitles | أرسله أطباء غرفة الطوارئ لطبيب أعصاب و الذي أرسله لخمسة أطباء آخرين بسبعة أيام |
| Bu sebeplerden dolayı vaka sıkıcıysa... acil servis bu olasılıkları eledi. | Open Subtitles | كل تلك الأسباب التي تشعرك بالملل استبعدتها غرفة الطوارئ |
| Gerçekten cenaze evinde nöbet geçirmiş bir hastayı acil servis toksik madde seçeneğini dışlamadan alacağımı mı düşünüyorsun? | Open Subtitles | أتعتقد حقاً أنني سأستلم مريضة عانت من نوبة في دار للجنازات إن لم تكن غرفة الطوارئ قد استبعدت سائل التحنيط؟ |
| Çünkü kendisi acil servis klinik şefi, benim gibi bir nörolog değil. | Open Subtitles | ذلك لأنها رئيسة غرفة الطوارئ وليست أخصائية أعصاب مثلي |
| Evet ama burası acil servis değil ki sadece insanlar sana gelsin. | Open Subtitles | نعم لكن مع ذلك هذه ليست غرفة الطوارئ , حيث يأتي الناس إليك |
| Ben ararım. acil servis'ten aranmaktan daha iyisi olamaz. | Open Subtitles | دعني اتصل به لا يوجد أفضل من الإتصال من غرفة الطوارئ |
| acil servis personeli hariç kimsenin hastaneye girmesine izin vermesinler lütfen. | Open Subtitles | له يمنعون من الدخول إلى المستشفى إلى كلّ شخص ماعدا موظفي طوارئ. |
| Hemen geri dönmezsek, bir sonraki acil servis 15 saat sonra. İyileşecek. | Open Subtitles | إذا لم نرجع الآن، أول غرفة طوارئ علي بعد 15 ساعة |
| acil servis ekibi olay mahalline çok hızlı intikal etse de bu onları kurtarmaya yetmedi. | Open Subtitles | خدمات الطوارئ ذهبت بسرعة إلى مكان الحادث. و لكن للأسف لم تكن السرعة كفاية. |
| Ben bir kalp doktoruyum. acil servis doktoru değilim. | Open Subtitles | أنا جرّاح قلبي لست طبيب فى غرفة الطوارىء |
| acil servis doktorlarımızdan biri, eminim konuşacak çok şeyiniz vardır. | Open Subtitles | انه أحد أطباء قسم الطوارئ , لذا أنا متأكدة أنه لديكم الكثير لتتكلموا عنه |
| Kovulana kadar sıradan bir acil servis doktoruydum. | Open Subtitles | لقد كنت طبيب الطوارئ المفضل لديكم الى أن تم طردي |
| Doktorlar alçakgönüllü olacak ki iyi bir acil servis olabilelim. | Open Subtitles | كونك طبيبا في غرفه الاستعجالات يتطلب منك التواضع |
| acil servis şeker dükkanı gibi olabilir. | Open Subtitles | غرفة الطواريء مثل مخزن الحلوى. |
| Onu acil servis'e götürün. 2 cc epi ve serum lazım. Derhal! | Open Subtitles | أنقلوها لغرفة الطوارئ أريد 2 سم مصل وحقنة بالوريد حالاً |
| Burası otopsi odası, acil servis değil. | Open Subtitles | انها غرفة تشـريح وليسـت غرفة طواريء في المسـتشـفى لا أسـتطيع عمل شـيء أنا آسـف |
| acil servis konuşuyor. | Open Subtitles | وهل هذا هو أحد الأوقات نعم، خدمة الطوارئ |
| acil servis konuşuyor. | Open Subtitles | نعم , خدمة الطوارىء |
| Doğumevi'ndekiler acil servis'teki bütün güzel eldivenleri çalıyor. | Open Subtitles | يسرق جناح التوليد باستمرار القفازات الجيدة من المستعجلات |
| Hırsızlık, acil olmayan acil servis vakaları... 8 milyon doların satın aldığı şeyler işte bunlar. | Open Subtitles | حالات غير طارئة مسروقة من الطوارئ . . و طاقم مستشفى مريض هذا ما تشتريه الثمانية الملايين دولار |
| Eğerbaş Çünkü acil servis , ve o bir ambulansla buraya getirildi . | Open Subtitles | - لأنك رئيس قسم الطوارىء و لأنهم أحضروه هنا بسيارة إسعاف |