| İnsanlar, evinin önünde ellerinde biletlerle güçlü adamı görmek için sıraya girdiklerinde, sakın şaşırma. | Open Subtitles | عند ما يأتون الناس إلى بيتك لأخذ تذاكر من أجل عرض رؤية الرجل الخارق |
| Lois, gerçek çelik adamı görmek istemez miydin? | Open Subtitles | هل تريدين رؤية الرجل الفولاذي؟ |
| Çocuğunu herkesin içinde kucaklamaktan çekinmeyen bir adamı görmek çok güzel. | Open Subtitles | من اللطيف رؤية رجل على استعداد لحمل طفله في العلن |
| Çocuğunu herkesin içinde kucaklamaktan çekinmeyen bir adamı görmek çok güzel. | Open Subtitles | من اللطيف رؤية رجل على استعداد لحمل طفله في العلن |
| Çünkü o çocuk babasını öldüren adamı görmek için mahkemeye gidecekti. | Open Subtitles | لأنّه تعيّن عليه حضور المحكمة لمقابلة الرجل الذي قتل أباه |
| Bütün şehri geçmiş, diğer adamı görmek için. | Open Subtitles | ذهبَت مسرعة للجانب الآخر من المدينة لرؤية الرجل الثاني |
| Bisikletimi satın aldığın adamı görmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أرى الرجل الذي اشتريتِ منه دراجتي. |
| Her zaman hükümet tarafından zorla çocuk zekasına sahiplendirilmiş bir adamı görmek istemişimdir. | Open Subtitles | لطالما أردت أن أرى رجلاً له مستوى ذكاء طفل تعدمه الدولة |
| Yüzbaşı, "O adamı görmek istiyorum" dedi. | Open Subtitles | يقول الكابتن "أريد رؤية الرجل" |
| Az önce gelen adamı görmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد رؤية الرجل الذي دخل |
| Sınırları olmayan bir adamı görmek ister misin? | Open Subtitles | هل تود رؤية رجل ليس لديه أى حدود ؟ |
| Ama şimdi yukarıdaki büyük adamı görmek için gidiyorum. Senin söylediğin gibi. | Open Subtitles | لكن الآن، سأصعد إلى أعلى لمقابلة الرجل الكبير في الطابق العلوي، كما تقول أنت. |
| Şu an St. Louis'de olan adamı görmek için oradan buraya uçtuk Jim. | Open Subtitles | تركنا هناك ليطير هنا لرؤية الرجل هذا هو في سانت لويس، جيم. |
| onu kullanan adamı görmek istemiyorum. | Open Subtitles | الآن أود أن أرى الرجل الذي يستخدمه |
| Aman ne güzel! Karısına kavuşan bir adamı görmek. | Open Subtitles | إنه لأمر يشرح القلب أن أرى رجلاً يلتم شمله مع زوجته |