| Adamlarıyla beraber çok hareket eder. | Open Subtitles | هو ورجاله كثيرون التحرك |
| Adamlarıyla beraber acımasızca öldürüldüğünde Bay Chang Washoe kasabasında kaçak bir fahişenin peşindeydi. | Open Subtitles | السيد (تشانغ) كان يلاحق عاهرته "في مدينة "واشون عندها تم قتله هو ورجاله بدم بارد |
| Hiç kimse ne olup bittiği dahi anlayamadan Adamlarıyla beraber oraya yerleşmiş harekete geçersek körfezdeki her gemiyi batırmakla tehdit eder hale gelmişti. | Open Subtitles | قبلي أنا أو (هورنغلد) أو قبل أن يعرف أي أحد ماذا يجري هو ورجاله كانوا يسيرون بخطى ثابتة إلى هناك وهدد أن يغرق كل سفينة في الخليج |
| Clouseau Adamlarıyla beraber oradaydı. | Open Subtitles | في فيللاها في روما، كلوزو كان هناك مع رجاله. |
| Müvekkilinin Adamlarıyla beraber saklandığı yeri de gördüm ben. | Open Subtitles | لقد رأيت العميل الخاص بك في له القليل hidey حفرة مع رجاله قليلا. |