Laboratuvarda sineği canlı tutmak için tetracycline adlı bir bileşim kullanılıyor. | TED | وللمحافظة عليها حية في المختبر، يستخدمون مركبا لمضاد حيوي يدعى تتراسايكلن. |
Bir zamanlar New York'ta, Charlie adlı bir polis vardı. | Open Subtitles | حدث ذات مرة في نيويورك كان هناك شرطي يدعى شارلي |
Dr. Scanlan, sanırım Jason Teague adlı bir hastaya bakıyormuşsunuz. | Open Subtitles | دكتور سكايلن قيل لي إنك تعالج مريضاً يدعى جايسن تيغ |
Sağ tarafta ise Pittsburgh'ta yapılanmış Aethon adlı bir şirketten gelen TUG'lar var | TED | و على اليمين بعضاً من التاقز من شركة تدعى إيثن في مدينة بيتسبرغ |
Daha sonra ise de epey yaşlı bir Rus uçağı ile medeniyetin son noktası olan Khatanga adlı bir kasabaya uçtuk. | TED | ومن ثم، قمنا باستئجار طائرة روسية قديمة جداً لتطير بنا إلى مدينة تدعى كاتنقا، والتي تعتبر نوعاً ما آخر نقطة للحضارة. |
Uzun yıllar Swami Satchidananda adlı bir öğretmenle yoga çalıştım, | TED | لقد درست اليوغا لسنوات عديدة مع مدرس يُدعى سوامي ستشيدنايدي |
Gelemin nedeni bu öğlenden sonra ofisimi gelen Kenneth Parcell adlı bir gençti. | Open Subtitles | أردت أن أزورك لأن شاب يدعى كينيث بارسيل جاء إلى مكتبي عصر اليوم |
Ve lütfen yarından itibaren Dan adlı bir erkek olmama izin versin. | Open Subtitles | واسمحوا له السماح لي أن أكون صبيا يدعى دان ابتداء من غد. |
Birkaç yıl önce, Emily Baer Hardrock 100 adlı bir yarışa katıldı. (100 mil=160 km) Yarışın adı herşeyi açıklıyor. | TED | منذ عامين .. سجلت ايمي بير من اجل سباق يدعى سباق ال100 ميل للتحمل ويملك فحسب الشخص 48 لاكماله |
Ve Chris Milk adlı bir müzik videosu yönetmeni ile bir araya geldim. | TED | وقابلت مخرج فيديو موسيقي يدعى كريس ميلك. |
Bu eserin arkasında yatan hikaye şöyle: Simonides adlı bir şair bir yemeğe katılıyormuş. | TED | وهذه قصة خلقها: كان هناك شاعر يدعى سيمونيدس والذي كان سيحضر مأدبة |
Gaz 1600 yılında van Helmont adlı bir kimyager tarafından icat edildi. | TED | اكتشف الغاز عام 1600 كيميائي هولندي يدعى فان هلمونت. |
Şuraya bakın: Tam 39 hane. Asal olduğu 1876'da Lucas adlı bir matematikçi tarafından kanıtlanmıştır. | TED | ننظر هنا: 39 أرقام طويلة، أثبتت أنها أعداد أولية في عام 1876 اكتشفها عالم رياضيات يدعى لوكاس. |
Bunu öğrenmek için Barnes labirenti adlı bir test kullandık. | TED | وللإجابة، أجرينا اختباراً يدعى متاهة بارنيز |
Çoğu bakterinin hücrelerinde, her duruma uyabilen ve virüssel DNA'yı tespit edip yok edebilen CRISPR adlı bir bağışıklık sistemi mevcuttur. | TED | لدى أنواع عديدة من البكتيريا في خلاياها نظام مناعة تكيفي يدعى كريسبر وهو يساعدها على رصد الحمض النووي المصاب بالفيروسات وتدميره. |
5. yüzyılda, Odoacer adlı bir askerin yönlendirdiği bir isyan Roma'yı ele geçirdi ve Batı İmparatorunu tahttan indirdi. | TED | في القرن الخامس، استولت ثورة مرتزقة بقيادة جندي يدعى أودواسر على روما وعزلت الإمبراطور الغربي. |
İlk soru 1926'da yanıtlandı, Oskar Klein adlı bir arkadaş tarafından. | TED | السؤال الأول تمت الإجابة عليه في عام 1926 من قبل زميل يدعى أوسكار كلاين. |
Bence o teneke kutu salmonella enteritis adlı bir bakteriyle doluydu. | Open Subtitles | أظن أن تلك العلبة كانت مليئة عن آخرها ببكتيريا تدعى السالمونيلا |
Trish üyelik aldığında Chloe adlı bir kadının onu aramaya geleceğini söyledi. | Open Subtitles | عندما تسجلت تريش قالت بأن أمرأة تدعى كلوي قد تأتي للبحث عنها |
Bu noktayı size Budrus adlı bir köyden bahsederek izah etmeme izin verin. | TED | اسمحوا لي لتوضيح هذه النقطة التي تأخذك إلى هذه القرية تدعى بدرس. |
Ama hedefinizi birine söylediğinizde ve onlar bunu öğrendiğinde, psikologlar bunun sosyal gerçeklik adlı bir olgu olduğunu tespit etti. | TED | ولكن عندما تبوح لشخص ما بهدفك، ويعترفون به، إكتشف علماء النفس أنّ هذا يُدعى واقعا اجتماعيا. |