| Haktan hukuktan değil ahlaktan söz ediyorum. | Open Subtitles | لا أناقش المشروعية ، أيها الصغير أناقش الأخلاق |
| Ama kendi isteğimle götümü kurtarmak için intihar edeceğimi düşünme çünkü "Batı ahlaktan yoksundur" | Open Subtitles | لكن لا تعتقدي بأني سأضحِّي بقناعاتي في مقابل انقاذ نفسي لأنَّ الغرب يفتقر إلى الأخلاق |
| Sana katılan bir doktor tanıyorum nispeten genç sayılacak biri, o da genetiklerden etkilenmiş kendisini ahlaktan, insanlıktan uzak gören biri. | Open Subtitles | أعلم من طبيب يوافقك في الرأي شاب مفتون بعلم الوراثة رجل لم يشغل نفسه مع الأخلاق و الإنسانية |
| Millet ahlaktan siyah veya beyazmış gibi bahseder. | Open Subtitles | القوم يتحدثون عن الفضيلة وكأنها أبيض وأسود. |
| O vakit ahlaktan konuşuruz. | Open Subtitles | شكراً لك وسيكون لدي حديث عن الفضيلة |
| Ted, beni ahlaktan vurabilmek için daha kırk fırın ekmek yemen lazım, ama bunun senin için ne kadar önemli olduğunu görebiliyorum, o yüzden olay şudur... eğer şirketi bu işten vazgeçirmek istiyorsan, onlara bu yeni sistemin pahalıya malolacağını göstermelisin, | Open Subtitles | تيد، لا أحد يعلم كم لعقة تلزم للوصول إلى مركز الأخلاق لدي ولكني أرى كم هذا مهم بالنسبة لك ...ولهذا، إليك الطريقة |
| Bunu ikiyüzlü ve ahlaktan yoksun olarak telafi ediyorlar. | Open Subtitles | يعوّضون ذلك بالنفاق وانعدام الأخلاق. |
| ahlaktan bahsediyorum. | Open Subtitles | أنا أتحدث عن الأخلاق |
| Ne zaman ahlaktan konuşmak-- Sen ciddisin. | Open Subtitles | -إذا أردتِ أن الحديث عن الأخلاق |
| ahlaktan hiç ödün vermememiz gerektiğini. | Open Subtitles | لا يجب تقليل شأن تلك الأخلاق |