| Şu anki ekonomide şu mesaj da önemli: Bahçeler, aileler için önemli bir ekonomik tasarruf sağlıyor. | TED | لكن في ظل الاقتصاد الراهن، أعتقد من المهم أن ننشر هذه الرسالة، أن الحدائق أيضًا توفر مدخرات اقتصادية مهمة للعائلات. |
| İlki, geniş aileler için daha çok yatacak yer barındırması, | TED | الأولى، استيعابه للعائلات الكبيرة للنوم فيه، |
| Hayır, üzgünüm. Tüm ziyaret günleri iptal edildi, aileler için bile. | Open Subtitles | لا ، أنا آسفة ، كل أيام الزيارات ألغيت حتى بالنسبة للعائلات |
| Quahog'un artık aileler için güvenli olmaması çok üzücü. | Open Subtitles | أنه من المحزن أن تفكر بأن كوهاغ ليست آمنة للعوائل بعد الآن |
| Her cuma günü, sen ve senin gibi gardiyanlığını yaptığım aileler için önemli olan gençler, buraya gelip haftalık harçlıklarını alacaklar. | Open Subtitles | كل يوم جُمعة، أنت وشباب الطبقة الراقية من أجل العائلات اللواتي انجزوا وظيفة الحراسة، سيأتون إلى هنا ليتسلموا ترخيصك لهذا الأسبوع. |
| Benim için, ailem için, benimki gibi aileler için yaptığınız şey düşüncelerimize ses vermeniz oldu ve bunun için minnettarız. | Open Subtitles | مافعلتموه لي ولعائلتي وما تفعلوه لعائلة مثل عائلتي قد قدمتم لنا صوتا ونحن ممتنون لكم |
| Bu aileler için yaptığın fedakarlıkları ve ben dahil her şeyi ikinci plana attığını birileri fark etti. | Open Subtitles | أخيرا ، أحدهم ميز التضحيه التى عملتها هذا الذي لديك أولا , و كل شئ ثانيا بما فيهم أنا للعائلات التي عنهم يتكلمون |
| Her sene öğrencilerim en fakir, en muhtaç, en ihtiyacı olan aileler için yiyecek toplar. | Open Subtitles | كلّ عام، يقوم تلاميذي بجمع الطعام لفائدة المحتاجين لتقديمها للعائلات التي ينخرها الفقر |
| Evet, muhtaç aileler için olan. | Open Subtitles | نعم ، المرّة التي كانت للعائلات المحتاجة |
| Bunların sadece normal aileler için olduğunu düşünürdüm. | Open Subtitles | دائماً يبدوا ان الوقت يوجد للعائلات الطبيعية |
| Bu ülkede sağlık sigortası olmayan aileler için kanser ilaçları ne kadar pahalı biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرف مدى تكلفة أدوية علاج السرطان للعائلات بدون تأمين صحّي في هذا البلد؟ |
| aileler için tazminat demek bir anlamda. | Open Subtitles | حسناً ، يعنى هذا أولاً تعويضات للعائلات. |
| aileler için çocuklar özeldir tüm dünyada böyledir. | Open Subtitles | للعائلات التي لديها أطفال من ذوي الإحتاجات الخاصة |
| Yalnızca ailemiz için değil ülkedeki bütün aileler için. | Open Subtitles | ليس لعائلتنا فحسب، بل للعائلات الأمريكية جميعها. |
| Hem ekonomi için iyi hem aileler için iyi hem de sağlıklı bir yaşam biçimine teşvik ediyor. | Open Subtitles | مفيدٌ للعائلات ومفيدٌ لإنشاء حياة صحيّة .. |
| Genel izleyici kitleli ve bebekli ile çocuklu aileler için uyarılı olsun. | Open Subtitles | صالح لكل المشاهدين مع تحذير للعائلات التي لديها أطفال و رُضع |
| Bu durum aileler için yıkıcı olabilir. | TED | ويمكن أن يصبح ذلك هادمًا للعائلات. |
| Tüm hayatım daha büyük aileler için mücadeleyle geçti. | Open Subtitles | حياتى كلها كانت مُكرسه للعائلات الكبيره |
| Birbiriyle hiç görüşmeyen aileler için Şükran Günü'nün önemini anlıyorum ama bu grup hiç durmadan görüşüyor zaten. | Open Subtitles | أعلم أن عيد الشكر يوم هام للعوائل التي لا ترى بعضها البعض لكن هذه المجموعة معاً من دون توقف |
| Çünkü yapılan hataların aileler için nelere mal olduğunu bizzat gördüm. | Open Subtitles | لأنني رأيتُ ما فعلَته الإدانات السيئة للعوائل |
| Böyle ayrıntılı işlemeler genellikle asil aileler için saklanır. | Open Subtitles | تطريز مفصل كهذا كان يُحتفَظ به من أجل العائلات الملكية |
| Artık benim için, ailem için hem de bu gece buraya gelen bütün aileler için umut var. | Open Subtitles | ولكن هناك أمل لي ولعائلتي وكل العائلات الموجودة هنا الليلة |