| Wichita'da başka bir ajanla birlikte, bir tesiste ona göz kulak oluyorduk. | Open Subtitles | تم تكليفي مع عميل آخر إلى حمايته في مختبر في مدينة ويتشيتا. |
| Eğer sokağımda tuhaf arabalar görürsem eğer herhangi biriyle konuşursan, mesela federal bir ajanla, birini daha öldüreceğiz. | Open Subtitles | حسنا إذا رأيت أي سيارات غريبة في شارعي لو تحدثت مع أي شخص عميل فيدرالي مثلا |
| Böyle fazla şevkli bir ajanla karşı karşıya bile olsam aramaktan vazgeçirmek için bir kaç yöntemim vardı. | Open Subtitles | حتى عندما كنت امام العميل المتحمس كان عندى عدة طرق لاثباط عزيمته فى البحث |
| Fletcher ile, iki taraflı olduğu bilinen bir ajanla temasta olsaydınız muhtemelen sizi memuriyetten alırlardı. | Open Subtitles | إذا كنت قد اتصلت بالعميل فلتشر العميل المزدوج فهم على الأغلب سيقيلوك من منصبك |
| Bilinen son görüşme, "SideWinder" lakaplı bir ajanla oldu. | Open Subtitles | و فى إتصالهم الأخير كان هناك عميلة لنا تدعى سايدويندر |
| Asla yakalayamayacağın çok özel bir ajanla birlikte çalışıyoruz. | Open Subtitles | أترى نحن نعمل مع جاسوس عظيم شخص ما لن تراه يهاجمك |
| Beni çift taraflı bir ajanla aynı odaya koy, ona birkaç soru sorayım hemen orada çift taraflı mı oynuyor anlarım. | Open Subtitles | يمكن أن تضعني في غرفة مع ..,عميل مزدوج محتمل ..,و تدعني أسأله سؤالين |
| Şuna bak; babası bir federal ajanla girdiği çatışmada öldürülmüş. | Open Subtitles | اسمع هذا والده قتل في تبادل لاطلاق النار مع عميل فيدرالي جرحت ركبته |
| Hiç şahit kalmaz. eğitimli bir ajanla uğraşmak, bir ustayla satranç oynamak gibidir. | Open Subtitles | التعامل مع عميل متدرب كاللعب بالشطرنج مع شخص محترف |
| Başka bir federal ajanla çatışmaya girdiğine dair duyumlar aldık. | Open Subtitles | علمنا أنه ربما كان متورط في مشادة مع عميل فيدرالي آخر. |
| Artık bizi izleyip izlemediklerini anlayamıyoruz bu yüzden bir ajanla görüşmesine imkân yok. | Open Subtitles | لا يمكننا أن نعرف إن كانوا يتتبعوننا بعد الآن لهذا من المستحيل مقابلة عميل |
| Narkotikteki ajanla aranız nasıl? | Open Subtitles | كيف تجري الأمور مع عميل المدّعي العام خاصّتك؟ |
| Sizi yöneten ajanla görüşmelerinizin kaydı ve tabii ki şimdi de bu. | Open Subtitles | لدينا تسجيلات لك علي الهاتف مع العميل الذي يرأسك والآن بالطبع لدينا ذلك |
| - ajanla tekrar buluşmayı düşündüğüne emin misin? | Open Subtitles | أأنتِ متأكدة من أنه ينوي مقابلة العميل مرة أخرى؟ أجل |
| Bu sabah yanında olan ajanla görüşmeliyim. | Open Subtitles | أريد أن أتحدّث إلى العميل الذي كان معها. |
| Ama SD- 6'dan çift taraflı bir ajanla daha çalışabiliriz. | Open Subtitles | لكن أنا أعرف أنّه يمكننا أن نستخدم SD-6"العميل المزدوج الآخر في الـ". |
| Ayrıca burada Washington'daki evinizde vurulan ismi olmayan bir ajanla ilgili kapalı bir dosya da okuduk. | Open Subtitles | ولقد قرأنا أيضا ملفا سريا عن عميلة تعرضت لاطلاق نار في شقتها هنا في واشنظن |
| Hey, bir sorum var DCS iken Annie Walker adında bir ajanla çalıştın mı? | Open Subtitles | أوه ، أنت سؤال .. عندما كنت مدير القسم هل عملت مع عميلة سرية تدعى آني والكر؟ |
| Evet, beni haftalardır takip eden rakip teşkilattan bir ajanla çalışmaya başladım. | Open Subtitles | نعم كنت اعمل مع جاسوس من وكالة منافسة نعم كنت اعمل مع جاسوس من وكالة منافسة ظلت تلاحقني لأسابيع |
| Rani! CBI'den bayan Nathan, yarın Mumbai'de o ajanla irtibata geçecek. | Open Subtitles | السّيدة ناثان من سي بي إل ستجتمع بذلك الوكيل في مومبي غدا. |
| Kendisi bu mahallede oturduğuna inandığımız ajanla olan tek bağ. | Open Subtitles | الذي يُصادف أن الرابط الصلب الوحيد الذي نملكه للعميل النائم، ونعتقد أن يعيش في المجتمع المبوب. |