| Dinleyin, az önce ajanlarımızdan birinin öldürüldüğünü öğrendik. | Open Subtitles | لا، أسمع لقد عرفنا للتو أن أحد عملائنا قد قتل |
| ajanlarımızdan birinin önemli birşey bulduğunu güvenliği arttırmaları gerektiğini söyledim. | Open Subtitles | وأخبرته أن أحد عملائنا أبلغ عن أمر وأن عليهم تعزيز إجراءات أمنهم تحسبًا |
| ajanlarımızdan birinin ölüm emrini verdim, en iyilerimizden birisinin. | Open Subtitles | أمرت بقتل أحد عملائنا, أحد أفضل عملائنا |
| Ama beş dakika içinde Birleşik Güvenlik Teşkilatı yöneticisi şu kapıdan içeri girecek ve ona ajanlarımızdan birinin nasıl kendi başına karar verip Meksiko'ya gidip uluslararası bir hadise yarattığını açıklamam gerekecek. | Open Subtitles | رئيس جهاز الأمن المشترك سيدخل من تلك الباب. ويجب أن أوضح له، كيف قرر أحد عملائنا بالتوجه إلى المكسيك بمفرده ويتسبب في حادثة دولية. |
| Ama beş dakika içinde Birleşik Güvenlik Teşkilatı yöneticisi şu kapıdan içeri girecek ve ona ajanlarımızdan birinin nasıl kendi başına karar verip Meksiko'ya gidip uluslararası bir hadise yarattığını açıklamam gerekecek. | Open Subtitles | رئيس الخدمات الأمنية المشتركة سيدخل عبر هذا الباب وعلي التبرير له كيف أن أحد عملائنا هرب إلى المكسيك على مسؤوليته الخاصة وتسبب بحادث دولي |
| Kendi ajanlarımızdan birinin yer aldığı içeriden destekli bir durum olduğu. | Open Subtitles | أن الأمر قد دبّر بواسطة أحد عملائنا |
| Daha sonra ajanlarımızdan birinin yok edilmesini talep etti. | Open Subtitles | ثم طلب قتل أحد عملائنا -أحد عملائنا؟ |