| Seyircilerinizin akıllarında bir şeyler inşa etmeye başlamadan önce, sizi davet etmeleri için izinlerini almalısınız. | TED | قبل أن تقدر بالشروع ببناء الأشياء داخل أذهان المستمعين، يجب عليك أن تحوز على موافقتهم لتدخل إلى عقولهم. |
| Cinsellik dalgası boyunca, erkekler akıllarında geçeni söyleyemezler. | Open Subtitles | منذ أن هذه بدعة مضايقة الجنس، الرجال لا يستطيعون قول الذي على عقولهم. |
| Ve bu akıllarında çok güçlü bir hayal yaratıyor. Beyaz haptan bile çok daha güçlü. | TED | حسناً في الواقع تلك تكون صورة قوية في أذهانهم, انها أقوى بكثير من القرص الأبيض. |
| Balboa akıllarında olduğu sürece, şampiyon o. Ringlerde çok savaş verdi. | Open Subtitles | طالما روكى بعقولهم فهو البطل،لقد خاض حروب عنيفة داخل الحلبة |
| Sadece akıllarında duygularının sıcaklığının aktığı ve sözlerinin inançlarından doğduğu diğer kişilerin duygularıyla kendini ifade edebiliyordu. | Open Subtitles | يمكنها أن تتطرق لقلوب و مشاعر الآخرين و الذي يتوهج عقلهم بدفء الحساسية و التي تنتج مناقشاتهم عن القناعة |
| Kuşlar bilinçli olarak nehir boyunca akıllarında bir şey varmış gibi devam ediyorlar. | Open Subtitles | تحلق الطيور بشكل مقصود بمحاذاة النهر كما لو كان لديهم وجهة محددة في بالهم. |
| Yalnız,çocuklar, bazen akıllarında bir kişi yada | Open Subtitles | الاطفال الوحيدون احيانا يختلقون شخصية في عقولهم |
| akıllarında cenneti yaşatıp onlarla besleniyorlar. | Open Subtitles | و يخلقون السماء في عقولهم و من ثم يتغذون عليهم |
| Bunun sadece akıllarında olan bir şey olmadığına ikna mı oldunuz? | Open Subtitles | وأنت أقتنعت أن هذا ليس فى عقولهم فحسب؟ |
| Bazı şeyler akıllarında devam eder ama, açığa çıkmaz. | Open Subtitles | تكون موجودة فى عقولهم لكن لا يكشفونها |
| Sadece akıllarında mı? | Open Subtitles | فى عقولهم فقط؟ |
| akıllarında ne vardı diye düşündürüyor. | Open Subtitles | هذا يجعلك تتسائلين ماذا كان يدور فى أذهانهم ؟ |
| Tatlım bazen yetişkinlerin akıllarında çok şey olur. | Open Subtitles | حسنا، حبيبته، وأحيانا الكبار لديهم الكثير في أذهانهم. |
| Esas sevmediğim şeyse insanların akıllarında başka bir şey varken başka türlü davranmaları. | Open Subtitles | هل تعرف ما لا أحبه أن يتظاهر الناس بشيء ويفكرون في شيء آخر بعقولهم. |
| Onların akıllarında ne olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | اعرف ما الذي بعقولهم |
| Sadece akıllarında duygularının sıcaklığının aktığı ve sözlerinin inançlarından doğduğu diğer kişilerin duygularıyla kendini ifade edebiliyordu. | Open Subtitles | يمكنها أن تتطرق لقلوب و مشاعر الآخرين و الذي يتوهج عقلهم بدفء الحساسية و التي تنتج مناقشاتهم عن القناعة |
| "Sınırlı" dönemdeyken akıllarında bir son durak vardır. | Open Subtitles | ونحن نأمل انه ما زال هناك في المرحلة الموجهة,فهم عادة يكون لديهم وجهة نهائية في عقلهم |
| Nihayetinde, onların akıllarında benim gibi ihtiyar bir herifi hatırlamaktan çok daha mühim şeyler vardır. | Open Subtitles | في النهاية, العظماء لديهم ما يشغل بالهم. ليتذكروا رجل عجوز مثلي. |
| akıllarında tek bir şey vardır. | Open Subtitles | حَصلوا على شيءِ واحد على بالهم. |