| Fakat artık orada hiçbir akraban yaşamıyor sanırım, değil mi? | Open Subtitles | ولكن ليس لديك أقارب يعيشون هناك الآن، صحيح؟ |
| Sana ve kardeşlerine bakabilecek bir akraban var mı? | Open Subtitles | هل هناك أي أقارب أخريين يمكنهم أخذكِ أنتِ وأشقاءك ؟ |
| Yani şu akraban olan yakışıklı Stanford a kabul edilen çocukla mı ? | Open Subtitles | تقصدين قريبك الوسيم الذي نسيت أنه ذاهب لستانفورد |
| Diyeceğim şu ki buraya o çocuk akraban olduğu için gelmedin bence. | Open Subtitles | سأٌقولهذا.. أنت لست هنا بالأسفل بسبب جثة قريبك ذاك |
| Tamam, üzücü bir olaydı ama Bayan Watson; arkadaşın sevgilin veya akraban değildi ki! | Open Subtitles | نعم فلقد كان فظيعا وأمرا محزنا ولكنها ليس وكأنها كانت صديقتك أو حبيبتك أو قريبتك |
| - Ya, tabii. Hangi akraban torpil çekti? | Open Subtitles | نعم نعم أخبرني أي من أقاربك وفر لك هذه الوظيفة؟ |
| Rio'da hiç akraban var mı? Bir teyzen falan? | Open Subtitles | هل لديك اي اقارب هنا في ريو, عمة مثلاً |
| Bekarsın. Bir adresin ya da akraban yok. | Open Subtitles | انت عازب ، لا عنوان ثابت ولا أقارب |
| Başka akraban var mı? | Open Subtitles | هل لديكِ أي أقارب أخرون من الأسرة؟ |
| - Yaşayan akraban yok dediler. | Open Subtitles | لقد قال أن ليس لدي أي أقارب أحياء |
| akraban varsa arayabilirim? | Open Subtitles | هل لديك أقارب أنني يجب أن ندعو؟ |
| Arayabileceğin bir akraban var mı? | Open Subtitles | ألديك أقارب يمكنك الاتصال بهم؟ |
| akraban, kendisini kurtarmak için seni geride bıraktı. | Open Subtitles | قريبك بالدم تخلى عنك لينقذ نفسه |
| O senin akraban mı? | Open Subtitles | انه ليس قريبك ؟ |
| Unutma, o senin akraban. | Open Subtitles | ولكن لا تنسى أنه كان قريبك |
| O akraban. Onu kovamaz... | Open Subtitles | إنه قريبك أنت لا تستطيع |
| Tek akraban olabileceğim umurunda değil mi? | Open Subtitles | ألا يهمك أن أكون قريبتك الوحيدة؟ |
| Mary akraban demek. O zaman babasının adını da biliyorsundur. | Open Subtitles | إن كانت قريبتك ربما تعلم إسم والدها |
| - Gerçekten de çok güzel. akraban mı? | Open Subtitles | إنها رائعة، هل هي قريبتك ؟ |
| O senin yaşayan tek akraban. | Open Subtitles | إنها الوحيدة بين أقاربك التي لا تزال على قيد الحياة. |
| - Burada akraban var mı? | Open Subtitles | ألديكِ اقارب هنا؟ لا. |
| O senin bir şeyin değil! Senin akraban falan değil! | Open Subtitles | إنها لا تمت لك بأي صلة قرابة على الإطلاق |
| Bazıları akraban ama biz de senin aileniz. | Open Subtitles | بعضهم من أقربائك وبعضهم ليسوا كذلك لكننا عائلتك |
| Meryem. Bak, akraban Elişa da bu yaşta hamile kaldı. | Open Subtitles | هوذا اليزابيث نسيبتك هي ايضا حبلى بابن في شيخوختها |
| Mutsuz bir çocukluk yakın akraban tarafından cinsel istismar kesmek veya onun gibi başka şekilde kendine zarar vermelerin kendini tedavi etmen, kendinden nefret etmen falan filan. | Open Subtitles | طفولة تعيسة، تحرّش جنسي على يد أحد الأقارب الجرح أو إيذاء النفس العلاج الذاتي، كراهية الذات وغيرها من الترهات |