| Aslında kendi çubuklarıyla alüminyum çubukların tek benzer tarafı ikisinin de alüminyumdan imal edilmesiydi. | Open Subtitles | في الواقع قال بأن الأمر الوحيد المطابق بين أنابيبه وأنابيب الألمنيوم بأن كلاهما مصنوع من الألمنيوم |
| Aslında kendi çubuklarıyla alüminyum çubukların tek benzer tarafı ikisinin de alüminyumdan imal edilmesiydi. | Open Subtitles | في الواقع قال بأن الأمر الوحيد المطابق بين أنابيبه وأنابيب الألمنيوم بأن كلاهما مصنوع من الألمنيوم |
| - Telsizler burada çalışmaz. Duvarlar alüminyumdan bir Faraday kafesi yapacak şekilde. | Open Subtitles | ،الإتصالات لا تعمل هنا الجدران من الألمنيوم وتشكل قفصا من الفراداي |
| - alüminyumdan içmek insanı Alzheimer eder. | Open Subtitles | .أتعلم آن الشرب من الألومنيوم يسبب لك مرض النسيان هل هذا صحيح ؟ |
| Radyasyonla daha kolay başa çıkabilmek için alüminyumdan yapıldığı söyleniyor. | Open Subtitles | والمقصود من بنائها من الألومنيوم لجعل الإشعاع أسهل في التعامل معه. |
| Periyodik tabloda galyum alüminyumdan bir adım uzakta bulunur. | TED | " غاليوم " هو على بعد مرتبة من الألومنيوم على الجدول الدوري للعناصر |
| alüminyumdan bir iskemleydi. | Open Subtitles | هو كان غير مدعوم كرسي ألمنيوم. |
| Bunu arabalar için yapmak için gerçekten verimli bir araba yaratmalısınız, bunun anlamı aşırı derece hafif olmalı ve sizin burada gördüğünüz Kuzey Amerika'da tüm gövde ve şasisi alüminyumdan üretilen tek araba. | TED | ولتطبيق ذلك في عالم السيّارات، عليك أن تبتكر سيارة ذات طاقة فعّالة، وهذا يعني جعلها خفيفة للغاية، إذن ما ترونه الآن عبارة عن سيّارة ذات هيكل مصنوع كليًّا من الألمنيوم مصنوعة في أمريكا الشمالية. |
| Bugünlerde hep alüminyumdan olanlar revaçta. | Open Subtitles | هذه الأيام لا يتحدثون إلا عن الألمنيوم و(جورج دبليو) |
| Eğer uçak 1947'deki diğer uçaklar gibi alüminyumdan yapılmış olsaydı içindeki herkese elektrik akımı vererek onları öldürürdü! | Open Subtitles | لو أنّ الطائرة مصنوعة من الألومنيوم مثل مُعظم الطائرات في عام 1947، فإنّها لكانت ستصعق الجميع في الداخل! |
| Hafif alüminyumdan imal edilen Filfleks bir insandan daha hafif. | Open Subtitles | "الإليفليكس"مكوّنة من "الألومنيوم" خفيف الوزن، وزنها أقلّ من الإنسان |
| Ayrıca bu tren alüminyumdan; manyetik bir madde değildir. | Open Subtitles | و هذه الحالة هي الألومنيوم و انها ليست المغناطيسي ! |
| alüminyumdan bir adım uzakta, bu yüzden bu elemente eka-alüminyum diyeceğiz, "eka" Sanskritçe'de "bir" anlamına geliyor. | TED | انه على بعد خطوة من عنصر الألومنيوم و عليه سوف أطلق عليه اسم ( إيكا - ألومنيوم ) "إيكا" تعني باللغة السنسكريتية " الأول " |
| Bu bir sopa. - Sadece alüminyumdan. | Open Subtitles | - إنها من الألومنيوم. |
| Tek parça alüminyumdan yapıldı. | Open Subtitles | -أعلم، فقد صنع من قطعة ألمنيوم واحدة . |