| Gün ilerledikçe çok az kaybımız oldu; Ama bütün kayıplar sevgili kardeşlerimizdi. | Open Subtitles | اليوم ينقضي خسرنا القليل لكن كل خسارة هي صديق او قرابة الدم |
| Ama bütün bunlar sana delice aşık olmamın yanında solda sıfır. | Open Subtitles | لكن كل هذا أمر ثانوي بالنسبة لحقيقة أنني متيم بكِ كلياً |
| Gözlüklerini çıkarıyor, kameraya doğru dönüyor, Ama bütün bunlar metinde oluyor. | TED | هو دائماً يخلع نظاراته الشمسية او يتوجه للكاميرا لكن كل هذا يحدث في النص |
| Buranın iyi olduğunu biliyor, Ama bütün hayatı boyunca işiyle ilgilendi. | Open Subtitles | هو يعرف ان هذا المكان جيد ولكن كل حياته حول واجبه |
| Kusuruma bakmayın, hanımım, Ama bütün yemekler servise hazır zaten. | Open Subtitles | سامحينا، سيدتي، ولكن كل شيء جاهز للتقديم. |
| Belki de bu geceki işi becerirler, Ama bütün polisler... onların peşinde. | Open Subtitles | لربّما هم سيجعلونه خلال اللّيلة، لكن كلّ وكالة تطبيق قانون... ... ينهالعليهم. |
| Ama bütün dinozorları büyüktü. | TED | لكن جميع ما كان لديهم هو ديناصورات كبيرة. |
| Bu kadar kafam karışık konuştuğum için bağışlayın Ama bütün bunlar birden beni çarptı. | Open Subtitles | اعذرني على حديثي في مثل هذا الأسلوب المرتبك لكن كل هذا داهمني فجأة |
| Ama bütün o mektuplar odanızda bulunan daktiloda yazılmış. | Open Subtitles | لكن كل تلك الخطابات تم كتابتها بواسطة تلك الآلة في غرفتك |
| Michael'ın bana anlattığı hikayelerin hepsi çok komikti Ama bütün o kötü ilişkiler, bütün o erkekler. | Open Subtitles | نعم. ما سمعتة عنك كان رائعاَ لكن كل تلك العلاقات الفاشلة وكل هؤلاء الرجال |
| Ama bütün tıp öğrencileri cerrahi dersi alır. | Open Subtitles | لكن كل الأطباء المقيمين لديهم تناوب جراحي |
| Ama bütün l benim için bu güçlü cinsel istek olduğunu hissedebilirsiniz. | Open Subtitles | لكن كل ما أستطيع الشعور به هو رغبة جنسية شديدة تجاهى |
| Ama bütün bunlar küçük adam sayesinde değişti. | Open Subtitles | لكن كل هذا تغير بفضلك, أيها الرجل الصغير. |
| Ama bütün bunlar dikkate alındığında bile hayatımız takdire şayandı. | Open Subtitles | لكن كل الأمور في الحسبان، إننا نتحمّل بطريقة مذهلة |
| Ve sonra bir susamuru kurtaracağım. Üzgünüm, Ama bütün hayvanları ünlüler için ayırdık. | Open Subtitles | على رسلك، آسف، ولكن كل الحيوانات تم حجزها للمشاهير. |
| Evet, enerjimi ortaya çıkarıp seçeneklerimi daha net görmemi sağladı Ama bütün payeyi buna vermek de biraz fazla olur. | Open Subtitles | صحيح أنها جعلتنى أخرج طاقاتى لأرى خياراتى بشكل واضح ولكن كل ذلك لا يستحقه هؤلاء |
| Ama, bütün radyo frekansı dahilindekiler davet edilmiş. | Open Subtitles | نعم .. ولكن كل من يسمع برنامجه فهو مدعو للحفل |
| Bu parayı nereden buldu peki? Lordum, bunu bilemem Ama bütün para burada. | Open Subtitles | سيدي، لا أستطيع ان أقول شيئا ولكن كل ما هناك. |
| Ama bütün istediğimiz bugün bu korkularından birini halletmek. | Open Subtitles | لكن كلّ ما نريد فعله اليوم هو التغلب على أحدها. |
| Annenin haklı olduğunu düşünmekten nefret ediyorum, Ama bütün tatiller binlerce dolara mal oluyor. | Open Subtitles | انا اكره الاعتقاد ان والدتك كانت محقة لكن جميع العطل هنا تكلف الاف الدلارات |
| Ama bütün çekmecelerim ağzına kadar doluydu, bu yüzden yatağının altındakileri temizlettim. | Open Subtitles | ولكن جميع الأدرج ممتلئة لذلك أفرغت لك مساحة تحت السرير |
| Ama bütün bu tantana bir fahişe için. | Open Subtitles | أَو أبنة أخت، له لكن كُلّ هذا إنتهى بَعْض العاهرةِ الميتةِ. |
| Ama bütün bunları eski moda görgü kuralların ve cazibenin arkasına gizliyorsun. | Open Subtitles | لكنك تخفي كل شيء خلف أساليبك القديمة البالية وسحرك |
| Bilmiyorum Ama bütün televizyonlarda var. | Open Subtitles | لا اعلم ، ولكن الاخبار ظهرت في التلفزيون |
| Yalnızca bir çocuktum Ama bütün çocuklar bunu yapmaz. | TED | أعني، أعرف أنني كنت طفلة فقط لكن ليس كل الأطفال يفعلون هذا. |