| Bütün bunlar, onu susturmak için yapıldı. anahtarlarla oynaması için ona izin ver. | Open Subtitles | كل هذا فقط كان ليبقى فمه مغلقاً دعه يلعب بالمفاتيح لفترة | 
| Küçük balerin ve ben anahtarlarla oynuyoruz. | Open Subtitles | ؟ أنا و الباليرينا الصغيرة نلعب بالمفاتيح | 
| 'Eğer bir kız seni öpmek isterse derin düşüncelere dalar ve anahtarlarla oynamaya başlar.' | Open Subtitles | 'عندما تكون الفتاة تريد التقبيل سوف تاخذ نفس عميق ثم تلعب بالمفاتيح' | 
| Rekor miktarda sayı, sayfalarca kâğıt parçasına yazılıp bankaya götürülüp çekmecelere konuldu ve anahtarlarla kilitlendi. | Open Subtitles | "أرقام قياسية جديدة دُونت على الورق" "أُخذت للبنك، وُضعت في الأدراج، أُغلق عليها بالمفتاح." | 
| Rekor miktarda sayı, sayfalarca kâğıt parçasına yazılıp bankaya götürülüp çekmecelere konuldu ve anahtarlarla kilitlendi. | Open Subtitles | "أرقام قياسية جديدة دُونت على الورق" "أُخذت للبنك، وُضعت في الأدراج، أُغلق عليها بالمفتاح." | 
| Neredeyse anahtarlarla kafamı kıracaktın, sağol. | Open Subtitles | وشكراً لانك كدت تُهشمين رأسي بالمفاتيح | 
| anahtarlarla ilgili çok konu oluyor. | Open Subtitles | الكثير منها لها علاقة بالمفاتيح | 
| Düğmeler ve anahtarlarla dolu bir odada olmanın olayı şu ki... | Open Subtitles | الشيئ الوحيد من كونك جالس بغرفه مليئة بالمفاتيح و الأزرار... | 
| anahtarlarla ilgili her şeye sahiptir. | Open Subtitles | له علاقة تامَّةٌ بالمفاتيح | 
| Zaten Woody'nin babası birazdan anahtarlarla gelir ve... siz de etrafa göz atabilirsiniz. | Open Subtitles | ...لكن سيأتي والد (وودي) قريباً بالمفاتيح و يمكنك أن ترى بنفسك |