| Anchorage için üzgünüm, yapabileceğin bir şey yoktu. | Open Subtitles | عذرا بشأن أنكوراج ، لم يكن هناك ما يمكنك فعله |
| Anchorage'taki güvenlik görevlilerini öldürdü. | Open Subtitles | لقد قتل اثنين من الحراس في أنكوراج |
| Buralı değilim. Ben Anchorage'lıyım. | Open Subtitles | لست من هنا أنا أقيم في أنكوراج |
| Ama payımı düşünecek olursam onu Anchorage'a tek başıma çekerim. | Open Subtitles | لنصيبى ماذا هي تستحقّ , أنا أجرّها إلى المرسى بنفسي. |
| Emmet Anchorage'daki Large Mart'a mı gitti? | Open Subtitles | كان من السهل انهاء الاوراق اذن أحقاً ايميت قبل وظيفة لارج مارت في انكوراج ؟ |
| Anchorage birini göndermek istedi. Onlara biz halledebiliriz dedim. Değil mi? | Open Subtitles | المرفأ يريد إرسال شخص ما أنا أخبرتهم أننا نستطيع فعل ذلك, ألسنا نستطيع؟ |
| Anchorage'dan bir saldırı filosu, o adamın ölü olduğundan emin olmak için yola çıktı. | Open Subtitles | ترك أسطول هجوم مرسى هذا الصباح لتأكيد هذا الرجل لا يترك. |
| Indiana ve Anchorage yaklaşıyorlar. | Open Subtitles | إنديانا و أنكوراج يقتربان |
| Anchorage'i kaybettik efendim. | Open Subtitles | لقد فقدنا أنكوراج يا سيدى |
| Anchorage işi? | Open Subtitles | و ماذا عن عملية أنكوراج ؟ |
| Pekala. Anchorage bölge ofisi bizden Franklin, Alaska'daki bazı cinayetleri araştırmamızı istiyor. | Open Subtitles | حسناً، المكتب الميداني في (أنكوراج) يطلب منا التحقيق في سلسلة جرائم قتل في (فرانكلين)، (آلاسكا) |
| Ortaokul ve lise için Anchorage'a taşındın. Seattle Üniversitesi'nde otel işletmeciliği okudun. | Open Subtitles | انتقلت إلى (أنكوراج) خلال دراستك المتوسطة والثانوية تخصصت في إدارة الفنادق في جامعة (سياتل) |
| Yok zaten, yine de Anchorage'a taşınırken onu korumasız olarak geride bırakmanın ne kadar zor olduğundan bahsediyor. | Open Subtitles | -ليس لديه ومع ذلك يتحدث عن مدى صعوبة تركه وراءه عندما انتقل إلى (أنكوراج) ليتركه بدون حماية |
| İnsan her gün Anchorage'daki bir milis grubu pataklayıp sonra Miami uçağına binemiyor. | Open Subtitles | لا يتسنَّ لك كلّ يوم ضرب أفراد ميليشيا في (أنكوراج)، ثمّ ركوب طائرة إلى (ميّامي). |
| Plana göre Anchorage'e dönecektik. Sancak motorunun bakıma ihtiyacı var. | Open Subtitles | الخطّة سترجع إلى المرسى يحتاج المحرك الأيمن لإصلاح شامل |
| Söylemek istediğim yarın Anchorage'a dönmek zorunda olduğum. | Open Subtitles | كُل ما اردت قوله ان الامر حتمي ويجب ان ارجع الى المرسى غداً. |
| Şu ana kadar, bulabildiğimiz eski yeraltı hayvanı üyeleri Anchorage'de. | Open Subtitles | عند هذه النقطة، وأقرب أفراد حيوان تحت الأرض الذي نجده هو في المرسى |
| Adam aşağı eyaletlerin dört bir yanında teklif aldı ancak bunları reddedip Anchorage'da kaldı. | Open Subtitles | تلقى ادم عروضا للعمل من 48 ولاية جنوبية لكنه رفضها للبقاء في انكوراج |
| Söylemeyi unuttum. Bunları Anchorage'de bir mağazada satıyorlar. | Open Subtitles | نسيت أن أخبرك أنهم يبيعون هذة الأشياء فى المرفأ |
| Japonya'da birkaç gün geçirdikten sonra doğrudan Anchorage, LA'e geldik. | Open Subtitles | نحن طار من اليابان بعد بضعة أيام هناك حتى من خلال مرسى إلى لوس أنجليس. |
| Anchorage polisinden üst düzey biri aradı, çok öfkeliler. | Open Subtitles | لقد أتصل بيّ مركز شرطة (ألآسكا) وهم غاضبيّن للغاية. |