| Şu ana kadar kimse bana bir şey anlatmadı. | Open Subtitles | حتى الآن، لم يخبرني أحدهم الكثير عن أي شيء. |
| Hayır, hatırlamıyorum. Kimse anlatmadı. Rainbow'da işe mi girmiştin? | Open Subtitles | لا أعرف، لم يخبرني أحد، هل قاموا بتوظيفكِ في النادي الليلي؟ |
| Bir araba hırsızına göre boktan olduğunu sana kimse anlatmadı mı? | Open Subtitles | أي أحد يخبرك, من أجل لص سيّارة تحصل على طعم البراز؟ |
| Hiçbir şey bilmiyor mu yoksa sana hiçbir şey anlatmadı mı Dave? | Open Subtitles | هل هي لاتعلم اي شيئ ام هي لم تخبرك شيئا دايف ؟ |
| Ona binlerce kez sordum ama hiç anlatmadı. | Open Subtitles | سـألته مرات عديدة عن السـبب ولكنه لم يقل السـبب |
| Babanız bu iki kızı bildiği halde bize hiç anlatmadı. | Open Subtitles | عرف والدكما عن أثنين من الأمهات اللاتي لم يخبرنا عنهما |
| O ve Don New Mexico'da birlikte yaşamışlar ve, uh, bunu bana hiç anlatmadı. | Open Subtitles | لقد عاشا سوياً في نيو ماكسيكو ولكنّه لم يخبرني بذلك قط |
| Her aklıma geldiği zaman, ona bu konuyu sordum Ama hiçbir zaman bana anlatmadı. | Open Subtitles | .. لطالما سألته، كما أتذكر ولكنه لم يخبرني أبداً .. |
| Vincent hiçbir şey anlatmadı. | Open Subtitles | لماذا لم يخبرني احد أي شئ عن الإنفجار؟ فنسينت لم يخبرني أي شئ |
| anlatmadı mı? Onun adını kullanmamı istemiyor. | Open Subtitles | انه لم يخبرك ، انه لم يكن يريدني ان اتعامل بأسمه |
| Bak, sana anlatmadı. Çünkü seni üzmek istemedi. | Open Subtitles | لكنه لم يخبرك الامر لانه لم يرد ان يغضبك |
| - Tamam, sana başka bir şey anlatmadı mı? | Open Subtitles | حسناً, إذا لم يخبرك بأي شي بشأن تلك الليلة؟ |
| Sen hapisteyken onunla nasıl ilgilendiğimi ve ona hediyeler aldığımı anlatmadı mı sana? | Open Subtitles | ما الأمر؟ الم تخبرك كيف اهتممت بها واحضرت لها الهدايا عندما كنت انت في السجن؟ |
| Annen sana cadı olmakla ilgili pek bir şey anlatmadı, değil mi? | Open Subtitles | والدتك لم تخبرك الكثير عن التحوّل إلى ساحر، أليس كذلك؟ |
| Ölmeden önce, bana söylediği son söz hiçbir şey anlatmadı, bu arada, S'li kelimeydi. | Open Subtitles | آخر شيء قال لي قبل وفاته ، لم يقل لنا شيئا على الإطلاق ، على طول الطريق |
| - Nick kendisi oraya başvurmuş. - Daniel niye bize bunu anlatmadı? | Open Subtitles | لقد أدخل نيك نفسه هناك لماذا لم يخبرنا دانيال ؟ |
| Zaten biliyor ve kimseye de anlatmadı. Peki bu iddian nereden çıktı? | Open Subtitles | إنّه يعلم بالفعل، ولم يخبر أحداً، وأنّى لك التفكير في ذلك؟ |
| Madem bu hikâyenin duyulmasını istedi, niye kendisi anlatmadı? | Open Subtitles | إذا كان يريد تسريب الخبر فلماذا لم يخبرنى بالأمر ودياً؟ |
| Belki sana hiç anlatmadı çünkü hazır olmadığını düşünüyordu. | Open Subtitles | ربما لم تخبركِ بشيء لأنها كانت تعرف أنكِ لن تتفهمي ما ستقوله |
| Sana anlatmadı. | Open Subtitles | أو يمكننا العودة لمنازلنا. لم يخبركِ عنه. |
| Belki de hala ona aşık olduğu için anlatmadı. | Open Subtitles | ربما لم يُخبرني بأمرها، لأنه مازال يحبّها |
| Annem kabadayıları öldürdü, kimseye de anlatmadı. | Open Subtitles | قتلت أمي الأطفال الأشقياء ولم تُخبر أي أحد |
| Eşine anlatmadı. Çünkü suç dolu geçmişini bilsin istemiyordu. | Open Subtitles | لمْ يكن يُريد أن يُخبر زوجته حيال ذلك، لأنّه لمْ يُردها أن تعرف حيال ماضيه الإجرامي. |
| - Güzel, o zaman neden sana ne olduğunu anlatmadı? | Open Subtitles | -حسناً .. فلماذا لم يُخبرك بما حدث؟ |
| Ne, size geçmişini hiç anlatmadı mı? | Open Subtitles | ماذا ، ألم يخبركم أبداً عن ماضيه ؟ |
| Yani, olan biten bu. Sarah size bunların hiçbirini anlatmadı mı? | Open Subtitles | إذًا، هذا هو ما يجري ألم تخبركما (سارة) بأي من ذلك؟ |