| Ama o zaman bile sıradan insanların .... bizimle neden eşit olmaları gerktiğini anlayamamıştım. | Open Subtitles | لكن رغم ذلك لم أفهم لماذا هي تريد أن يتساوى العامة معنا |
| Öldüğüm zamana kadar, ben hiç... bu hissettiklerinde ne kadar yalnız olduğunu veya her şekilde inanmak için nasıl güçlü olduğunu anlayamamıştım. | Open Subtitles | حتى مماتي لم أفهم قط كم لابد شعر بالوحدة أو كم كان قوياً ليؤمن على أية حال |
| Ama o zaman annemin günlüğüne yazdığını anlayamamıştım. | Open Subtitles | لكن بعد ذلك لم أفهم ما الذى كتبته أمى فى المذكرات |
| Sonuna varıncaya kadar başını anlayamamıştım. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع أن أفهم البداية حتى أصل الى النهاية. |
| Belki de kimin desteğe ihtiyacı olabilir diye değerlendirmek üzere koçu aramızda dururken bir okçunun arkasında durdum ve onu seyrettim, birinin bile nasıl onluk daireyi vuracağını anlayamamıştım. | TED | وقفت وراء إحدي راميات الأسهم بينما وقف مدربها بيننا، من الممكن كي يقدر من مِن الممكن أن يحتاج الدعم، و شاهدتها، و لم أستطع أن أفهم كيف لواحدة أن تكون مستعدة لإصابة لوحة التصويب ذات العشر حلقات. |
| Nedenini hiç anlayamamıştım. | Open Subtitles | و لم اكتشف ابداً لماذا توقفت عن الحديث لي |
| Yaradanın, benim için bunu istediğini anlayamamıştım. | Open Subtitles | لعدةأميال, لَمْ أستطع أن أَفْهمْ لِماذاتمنىاللهعليّهذا. |
| Uzun bir süre anlayamamıştım. | Open Subtitles | لوقت طويل لم أستطع فهم الأمر كيف ظهرت القصة في الصحيفة |
| Bir gün gelip de aynı şeyi kendim yapmak zorunda kalana dek ne demek istediğini anlayamamıştım. | Open Subtitles | و لم أفهم ما الذي كان يقصده من ذلك؟ حتى جاء ذاك اليوم أنا كان لا بد أن أعرف الأمر بنفسي |
| Ne olduğunu anlayamamıştım ama bir nevi iletken görevi görüyor olabilir. | Open Subtitles | المخاط على جسد الضحيه لم أفهم ما هي لكن لابد أنها تعمل كنوع من الموصل |
| Neden öyle davrandığını ve öyle konuştuğunu anlayamamıştım. Ama sonra düşünecek biraz zamanım olmuştu. | Open Subtitles | لم أفهم كيف كانت تتصرف ما الذي كانت تقوله لكن كان لدي ببعض الوقت للتفكير بذلك. |
| On ay oldu mu? Zaman uçup gidiyor. Bu sözü hiç anlayamamıştım. | Open Subtitles | عشرة اشهر، الوقت يطِير لم أفهم ابداً تلك العبارة |
| Binlerce kişiyi soruşturdum bunun ne kadar aşağılayıcı olduğunu anlayamamıştım. | Open Subtitles | لقد عملت مع عدة متهمين لكنني لم أفهم مدى إهانة ذلك |
| Karamsardım, korkmuştum. Neyin içinde olduğumu anlayamamıştım. | Open Subtitles | كنت مكتئبة، و كنت خائفة، و لم أفهم الموقف الذي كنت فيه |
| Tuhaf. Her şeyi inanca bağlamanı her şeyin bir sebebi vardır bakış açını hiç anlayamamıştım. | Open Subtitles | هذا مضحك، أنا لم أفهم أبدًا مصدر حديثك القدري هذا |
| Tereddüdünün sebebini anlayamamıştım. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أفهم تردد الخاص بك. |
| Katil kasadan istediği her şeyi aldığı hâlde neden Elaine'i öldürsün bir türlü anlayamamıştım. | Open Subtitles | لم أستطع أن أفهم أبداً "السبب الذى يدفع شخص ما لقتل "إيلاين بعد أن أخذ ما يريده من الخزنة ولكننى بدأت أن أفهم الآن |
| Ne olup bitiyor anlayamamıştım. | Open Subtitles | لم أستطِع أن أفهم ما الذي يجري |
| Onun babam olup olmadığını anlayamamıştım. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أفهم أن هذا هو والدي. |
| Nedenini hiç anlayamamıştım. | Open Subtitles | و لم اكتشف ابداً لماذا توقفت عن الحديث لي |
| Ethan ve Chloe doğana dek seni anlayamamıştım bile. | Open Subtitles | وأنا لَمْ أَفْهمْ حقاً حتى كَانَ عِنْدي إثان وكلو. حول... |
| Ne dediğini bir türlü anlayamamıştım sürekli bilincini yitiriyordu ama bunu sana vermek istiyorum. | Open Subtitles | ...لم أستطع فهم ماتقول فهي كانت واعية ولا واعية ...لكن أريدكِ أن تأخذي هذا سيساعدك بإيجاد حبك الحقيقي |