| antika dükkanının bulunduğu köşedeki evde oturuyorum bilirsin önünde tahta Kızılderili heykelinin olduğu ev. | Open Subtitles | أنا اعيش على الناصية بجوار متجر التحف ذلك المتجر حيث يوجد الهندي الخشبي أمامه |
| Bunu sadece sana şu antika robot oyuncağı aldığı için söylüyorsun. | Open Subtitles | أنت تقول هذا فقط لأنه اشترى لك تلك اللعبة الروبوتية العتيقة |
| Evet, evet, evliliğimizi ve bebeğimizi tamamen eski moda ve antika gösterecek bir şey. | Open Subtitles | ليس لو أننا أعطينا الاعلام شئ آخر للتركيز عليه صحيح , شئ يجعل زفافنا و طفلنا كأنه شئ عتيق و غير مثير |
| Peter, ben hapisteyken antika altın Rolex saatimin sen de kalmasını istiyorum. | Open Subtitles | بيتر، قبل ان اذهب اريدك ات تحتفظ بساعة الرولكس الذهبية القديمة هذه |
| Ona bunun, antika bir masa olduğunu söyleyeceğim. Nereden geldiğini bilmek zorunda değil. | Open Subtitles | حسناً, سأخبرها أنها طاولة عطار أثرية لا داعي لأن تعرف من أين أحضرتها؟ |
| Evet, bu belgenin sadece süresi dolmamış, aynı zamanda antika. | Open Subtitles | أجل , تلك الرخصة ليست منتهية الصلاحية فحسب إنها عتيقة |
| ...ekmek kuyrukları, küçük, boktan daireler, antika arabalar. | Open Subtitles | طوابير الخبز،القمامة فى كل مكان شقق وسيارات قديمة |
| Tek kelimeyle mükemmel, aynı zarif zanaatkârlık her parça orijinal bir antika ve hepsi de harika durumda. | Open Subtitles | رائع، ببساطة رائع نفس المهارة الحرفية كل قطعة عبارة عن تحفة أثرية اصلية وكلها بحالة رائعة |
| Herkes 18.yy mobilyaları alıyor. antika mağazalarından çıkmıyorum. | Open Subtitles | الجميع يقبلون على شراء الأثاث الذي ينتمي لطراز لويس الخامس عشر , انني دائما ما أكون موجودة في محلات بيع التحف |
| Yarın antika patlama yapsa şehri didik didik arar ve bir 18'inci yüzyıl sandığı bulurum. | Open Subtitles | إن ازدهرت التحف غداً سأبحث جيداً في الريف عن صندوق من القرن الـ 18 |
| Aynı zamanda 2000 hektarlık bir sığır çiftliği ve dünyanın en büyük antika altıpatlar koleksiyonu var. | Open Subtitles | إنه يملك أيضاً 5000 فدان من مزرعه للماشيه و أكبر مجموعه في العالم من التحف الرمايه السته |
| Ama geçen hafta Londra'da antika kitaplar alıyor olduğuna dair şüphelerim var. | Open Subtitles | ولكن أشك بشدة أنه كان في لندن لشراء الكتب العتيقة الاسبوع الماضي |
| Bu kusurlar seni, antika makinene yeni bir makara takacak kadar rahatsız etti. | Open Subtitles | هذه العيوب كلفتك الكثير للبحث عن بكرة خيط بديلة من أجل آلتك العتيقة |
| Pekala, katilyon bana antika geliyor. | Open Subtitles | حسنًا ، هذا النوع من الرقص عتيق جدًا بالنسبةِ لي |
| Aspen'de kayak kulübesi, antika arabaları olan bir herif için. | Open Subtitles | اتعلمين مع سكن التزلج الخاص به في اسبن والمجموعة التي يمكلها من السيارات القديمة |
| Sıkılınca oynayabileceğin antika makineleri olmalı. | Open Subtitles | و مقتنيات عتيقة لتنظر إليها عندما تلتف جانبا |
| Bazen seni tanıyamıyorum bile. O resimler antika gibi geliyor. Evet. | Open Subtitles | أنا قد لا أَكون عرفتك, أنا فقط عِندى صورة واحدة وهى قديمة |
| Sanırım sıradan biri olarak, bunu yapmalı. Yani şuna bakar mısın. antika sayılır. | Open Subtitles | أعتقد من فتاة عامية، أن هذا سيفي بالغرض أعني، أنظري إليه، إنه تحفة جميلة |
| Dün gece, kütüphanemizin özel koleksiyonundan antika bir müzik kutusu çalındı. | Open Subtitles | ليلة أمس قد سرق الصندوق الموسيقي العتيق من مجموعة المكتبة الخاصّة |
| antika, ne kadar olumlu düşünsem de parçalar olmadan bunu çalıştıramam. | Open Subtitles | اودبال" لا يمكن أن تعمل بدون الأجزاء" مهما كان تفكيرى إيجايباْ |
| Ona antika bir eyer aldım. | Open Subtitles | حَصلتُ عليها السرج الأثري الرائع الأكثر. |
| Eşyaların yarısı antika, yarısı orduya ait. | Open Subtitles | الأثاث جزء منه أثري مستعمل، والجزء الآخر من الجيش الأمريكي |
| Geçmişten antika parçaları çalarak günümüze getiriyor ve karıyla satıyor. | Open Subtitles | يبحث عن الآثار العتيقة في الماضي ويحضرها هنا ثم يبيعها ليربح |
| Dün gece, suç tarihindeki en büyük antika kaçakçısını ele geçirdik. | Open Subtitles | في الليلة الماضية أحبطنا أكبر ..عملية سرقة للآثار في التاريخ |
| Ama şehirde aylak aylak gezmek için işlerden biraz vakit çalabildim ve tesadüfen Schottenring'in yanındaki Alsergrund bölgesinde çok büyüleyici, ufak bir antika dükkânına rastladım. | Open Subtitles | لكني استطعت سرقة بضع لحظات للتنزه في المدينة ولقد عثرت عليها . التحفة الصغيره الساحرة |