| Elbette, şu ara sokaktaki adamı öldürdün ancak bu öl yada öldür olayıydı. | Open Subtitles | بالتأكيد أنك تصديت لذلك الفتى في الزقاق لكن إما أن تقتله أو يقتلك. |
| ara sokaktaki o adamlar, seni incitmeye çalıştılar, değil mi? | Open Subtitles | هؤلاء الرجال في الزقاق كانوا يحاولون أذيتك ، أليس كذلك ؟ |
| ara sokaktaki ölü köpek. Bir haftadır orada. | Open Subtitles | الكلب الميت الذي في الزقاق لقد كان هناك لأسبوع |
| - Yani ara sokaktaki gölgenin fotoğrafı bu fotoğraftaki pozuyla aynı. | Open Subtitles | اذا اذن ؟ هذه الصورة من الظل التي في الزقاق يطابق شكله في الصورة |
| Ayakkabınızda bulduğumuz boş kovan ara sokaktaki tabancaya ve Barb'ın vücudundan çıkardığımız kurşuna uyuyor. | Open Subtitles | غلاف الرصاصة الذي وجد في حذائك يطابق السلاح الموجود في الزقاق ويطابق الرصاصة التي وجدت " على جثة " بارب |
| ara sokaktaki anlaşma ters gidiyor. | Open Subtitles | الصفقة في الزقاق لاستعادتها فشلت |
| Evet, o ara sokaktaki görgü tanigimiz kadin da Tyler Faris'i öldüren kisi olarak bu fotografi onayladi. | Open Subtitles | أجل، شاهدتنا في الزقاق أكّدت أنّها رأت هذا الرجل يقتل (تايلر فارس). |
| Evet, o ara sokaktaki görgü tanığımız kadın da Tyler Faris'i öldüren kişi olarak bu fotoğrafı onayladı. | Open Subtitles | أجل، شاهدتنا في الزقاق أكّدت أنّها رأت هذا الرجل يقتل (تايلر فارس). |
| O ara sokaktaki sendin Ann. | Open Subtitles | -كنتِ في الزقاق معي يا (آن ). |
| O ara sokaktaki sendin Ann. | Open Subtitles | -كنتِ في الزقاق معي يا (آن ). |