| Hastings'in arka bahçesinde duruyorlarmış. | Open Subtitles | كانا يقفان في الفناء الخلفي لسكن هاستينغس |
| Evin arka bahçesinde doğaya meydan okuyoruz. | Open Subtitles | تَنْجو من العناصرِ، هنا في الفناء الخلفي. |
| Bir adamın arka bahçesinde bu özel partiyi resmi olarak ilan ediyorum! | Open Subtitles | رسمياً افتتح هذه الحفلة الخاصة في الباحة الخلفية لبعض الناس |
| pek çok dezavantajı da var-- bu basamakların hepsi çok ama çok pahalı, potansiyel tehlikesi var, ve kimsenin arka bahçesinde yapılamama gibi ilginç bir özelliği de var ki, bu bir problem. | TED | لها الكثير من المساوئ -- كل خطوة من هذه الخطوات مُكلّفة للغاية، خطيرة نسبياً ولها ميزة مثيرة للإنتباه أن هذا الإجراء لا يمكن تطبيقه في الباحة الخلفية لأي شخص، وهي بحدّ ذاتها مُشكلة. |
| Bu evimin arka bahçesinde bir orman yaparken öğrendiğim bir şey. | TED | هذا شيء تعلمته عندما زرعت غابة في الساحة الخلفية لبيتي. |
| - arka bahçesinde helikopter alanı bulunan birinin tuvaletine sıçamazsın. | Open Subtitles | أنت لا تطهر أمعائك في تواليت رجل مع منصة مروحية في باحته الخلفية |
| Adamın biri Topanga'da evinin arka bahçesinde büyütüyor. | Open Subtitles | لدي شخص يزرعها في حديقته الخلفية في توبانغا |
| Hayatımın geri kalanı boyunca, ...ailenin arka bahçesinde kalmayacağım. | Open Subtitles | بالتأكيد لن اُخيم في الفناء الخلفي لوالديك لبقية حياتي. |
| arka bahçesinde kazığa bağlı zavallı bir adam var. | Open Subtitles | لديها شخص مسكين مربوط بالمعادن في الفناء الخلفي |
| Evin arka bahçesinde oynarken de benzeri şeyleri yapıyorduk. | Open Subtitles | ونحن قد فعلت نفس الشيء اللعب في الفناء الخلفي لدينا. |
| Bir çocuk varmış evinin arka bahçesinde çukur kazıyormuş. | Open Subtitles | -كان هناك طفل ، يلعب في الفناء الخلفي لمنزله وكان يحفر حفره |
| Tüm arka bahçesinde kameralar var. | Open Subtitles | الباحة الخلفية مراقبة بالكامل |
| Tüm arka bahçesinde kameralar var. | Open Subtitles | الباحة الخلفية مراقبة بالكامل |
| Evimin arka bahçesinde bir ormanım var. | TED | أمتلك غابة في الساحة الخلفية لبيتي. |
| arka bahçesinde yabani bir elma ağacı vardı. | Open Subtitles | لقد كان لديه شجرة تفاح في باحته الخلفية |
| Bakalım: Mars'a gidiyoruz, iki düzine gönüllü roket bilimciye, bir düzine gönüllü metalürji uzmanına, arka bahçesinde roket yakıtını karıştıran bazı deli dostlara ihtiyacımız var. | TED | دعونا نرى: سنذهب إلى المريخ، سنحتاج إلى أربع وعشرين عالم فضاء متطوع، واثني عشر عالم معادن متطوعين، والمجنون الذي سيحضّر وقود الصاروخ في حديقته الخلفية وهلم جراً. |