| Boşlukları doldurmama izin ver. Açık arttırmaya gittin ve ortağını kazıkladın. | Open Subtitles | دعني املئ الفراغات لك.لقد ذهبت الى المزاد وطعنت في الخلف صاحبك | 
| Aslında o kadar gelişmişti ki, açık arttırmaya sunulan malikaneleri bile vardı. | Open Subtitles | ، متطوّرة جداً، في الحقيقة كـانت تحظى بالقصور لتُعرض في المزاد | 
| Maalesef ben, şehir dışında bir bayan-arkadaşımla olacağım ve bu yüzden açık arttırmaya katılamayacağım. | Open Subtitles | ولكن لسوء الحظ سأكون خارج المدينة مع صديقتي ولن أستطيع أن أضع سعري في المزاد | 
| Her ay sahipsiz kalan deponun içindeki eşyaları açık arttırmaya çıkarıyoruz. | Open Subtitles | كلّ شهر نعرض بالمزاد وحدات التخزين التي استحوذنا عليها. | 
| Gerçek olanı var. Bu öğleden sonra Sotheby'de açık arttırmaya çıkacak. | Open Subtitles | الشىء الحقيقى أنه سيتم عمل مزاد عليها اليوم مساءاً | 
| Set mükemmel durumda, ve arttırmaya 4000 dolardan başlıyoruz. | Open Subtitles | الغرض هو في حالة ممتازة وسنبدأ المزايدة بأربعة آلاف دولار | 
| Bu resim yarın açık arttırmaya çıkacak ve satılırsa ön kapıdan çıkar gider. | Open Subtitles | تلك اللوحة ستذهب للمزاد غداً وسوف تباع وتخرج من الباب | 
| Biraz para buldum. Sen ve ben açık arttırmaya katılacağız. | Open Subtitles | حصلت على بعض المال أنا وأنت سندخل المزاد | 
| Teklif zarfı onda açık arttırmaya gidecek. | Open Subtitles | ستقوم بتوصيل ظرف المساومة, لذا ستتوجه الى الى المزاد. | 
| Ben Jones'u arar, şişeyi açık arttırmaya sokmanın bir yolunu bulmaya çalışırım. | Open Subtitles | سأتصل بجونز لكي يجد لنا طريقة لوضع هذه الزجاجة في المزاد | 
| Sakın beni o açık arttırmaya sunduğun için paçayı kurtarabileceğini sanma. | Open Subtitles | ولكن لا تظن بأنك خرجت من المأزق بعرضك لي في المزاد على ذلك الموعد أنت متورط في الكثير من المشاكل | 
| Kale yakın zamanda açık arttırmaya çıktı, ve sahibi oldukça iyi bir fiyat ödedi. | Open Subtitles | بيعت القلعة فى المزاد العلنى فى الفترة الاخيرة ولقد أشتراها الساحر الجميل بينى | 
| Nasıl gitti? Açık arttırmaya dahil bir şeyler bulabildin mi? | Open Subtitles | هل حالفك الحظ بمعرفة تفاصيل المزاد العلني؟ | 
| Açık arttırmaya dahiliz. Üç gün içerisinde, liste için mezat yapılacak. | Open Subtitles | لقد دخلنا إلى خضم الأمر, المزاد على القائمة سيُقام بعد ثلاثة ايام | 
| Şimdi bir Coyote gelenegi... burdaki en ateşli delikanlıyı açık arttırmaya çıkarıyoruz. | Open Subtitles | وابيع بالمزاد أكثر الشباب حيوية ووسامة | 
| Bu yıl açık arttırmaya çıkan dördüncü yumurta. | Open Subtitles | تلك البيضه التى يتم عمل مزاد عليها هذا العام | 
| Çalınmadan önce, Kilidi açık arttırmaya çıkarmıştım. | Open Subtitles | أضع بضائعي وأنتظر حتي تتم المزايدة عليها | 
| Düşündüm de, açık arttırmaya çıkması için ona gelinlik giydirmeleri gerçekten çok iğrenç. | Open Subtitles | أعتقد من المقرف وضعهن في ثوب زفاف للمزاد | 
| Açık arttırmaya girdiniz mi? | Open Subtitles | هل زايدتَ على شئ؟ | 
| Birileri, oldukça kötü bir şeyi açık arttırmaya çıkartmak üzere. | Open Subtitles | حسناً, شخصاً ما يستعد للقيام بمزاد علني، على بعض الأمور القذرة حقاً | 
| Bilgisayarından açık arttırmaya giriyordu. | Open Subtitles | هل المزادات من على الأنترنت من حاسوبه | 
| Sadece arkadan vurulması için şansını arttırmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | كنت فقط أحاول الزيادة في احتمالات تعرّضك لحادث | 
| Bay Bond, limiti arttırmaya bir itirazınız olmaz... değil mi? | Open Subtitles | سيد بوند ، أفترض أنك لا لا تمانع إن نرفع الكلفة ؟ |