| MT: Ve onlar, canlı hayal gücünün oyun parkında çalışırken, o onları atölyesinde inşa etti. | TED | م. ت: وحين تشتغل في الملعب الحي لمخيلته، كان يبنيها في ورشته. | 
| Şu an atölyesinde ama söylüyorum size, uçak orada. | Open Subtitles | أعني , انه في ورشته , ولكن أنا أقول لك , إن الطائرة هناك. | 
| Adam'ın atölyesinde ilk yardım çantası var mı? | Open Subtitles | هل ادام لديه حقيبة اسعافات اولية في ورشته ؟ | 
| Bunlardan birinin nasıl olup da kendini Julio Pena'nın atölyesinde bulduğunu açıklar mısınız? | Open Subtitles | ثم شرح لي كيف انتهت واحدة منها حتى في ورشة عمل خوليو بينا. | 
| Günün çoğunu el sanatları atölyesinde geçiriyorum. | Open Subtitles | أدرّس لأربعة صفوف وأمكث في ورشة الحرف أغلب اليوم | 
| Karşıdaki yelken atölyesinde mi çalışıyorsunuz? | Open Subtitles | هل تعمل في مصنع الشراع الذي بأخر الشارع؟ | 
| Babamın atölyesinde bakınıyordum. | Open Subtitles | أنا كُنْتُ أَنْظرُ حول ورشةِ أَبِّي. | 
| Yoksa gelecek seneyi annenin atölyesinde düğme dikerek mi geçirmek istersin? | Open Subtitles | أو هل تخططيـن لقضاء السنـة القادمـة في خياطـة أزرار في مشغل أمك ؟ | 
| atölyesinde parmak izin bulundu. | Open Subtitles | تم العثور على مطبوعاتك في ورشته. | 
| İki gün sonra, 8. kurbanı kendi atölyesinde öldürdü. | Open Subtitles | بعد يومين، الثامنة قتلت في ورشته. | 
| Kendi atölyesinde yaptığına şahidim. | Open Subtitles | رأيته يفعله في ورشته | 
| Billy Gabel'in atölyesinde benzer birşey vardı işlenmemiş. | Open Subtitles | بيلي غايل) يملك إمدادات كاملة) لهذه الأنابيب في ورشته غير مقطوعه | 
| -Baban nerede? -Evin arkasındaki atölyesinde. | Open Subtitles | فى ورشته خلف المنزل ؟ | 
| atölyesinde. | Open Subtitles | في ورشته | 
| Özellikle kadınlar ve azınlıklar beklediğimden daha fazlaydı ve genellikle bunu geleneksel mühendislik atölyesinde görmezsiniz. | TED | وعلى وجه التحديد، كان هنالك الكثير من النساء والأقليات أكثر مما كنت أتوقع، وهذا ما لا نراه عادةً في ورشة العمل الهندسية التقليدية | 
| - Sen, ihtiyarın atölyesinde mi çalışıyorsun? - Evet. | Open Subtitles | أكنت تعمل في ورشة الرجل العجوز؟ | 
| Sizlere Noel Baba'nın atölyesinde oyuncak yapmaktan bahsediyorum. | Open Subtitles | وهي بناء الالعاب في ورشة سانتا | 
| Üçüncü kattaki atölyesinde. | Open Subtitles | إنها في ورشة عملها في الطابق الثالث | 
| Yelken atölyesinde çalıştığımı nasıl da öğrendi? | Open Subtitles | كيف عرف أنني أعمل في مصنع شراع؟ | 
| Kendisine antropolog diyordu ama çelik atölyesinde bir işçiydi. | Open Subtitles | أجل - "أطلق على نفسه "عالم بعلوم المخلوقات - ولكنه كان مجرد عامل سابق في مصنع الصلب | 
| Burada Noel Baba'nın atölyesinde bazı kurallarımız var | Open Subtitles | عِنْدَنا بَعْض القواعدِ الجديدةِ هنا في ورشةِ Santa. | 
| Bir çömlek sanat atölyesinde başladım, herşey teker üzerinde yapılıyordu. Birkaç başka çömlekçi daha burada çalışıyordu. | TED | بعدها أخذت أولاً هذه الوظيفة في هامبورغ، في مشغل فني للفخار حيث كان كل شيء مصنوع على العجلة لذا اشتغلت في المحل مع العديد من صانعي الفخار |