| Hem de kocanı bu hayvanların avladığını bilirken. | Open Subtitles | عندما تعلمين بأن زوجك يصطاد على يد هذه الحيوانات؟ |
| Bana bu beyfendilerin ne avladığını söyleyebilecek biri varmı? | Open Subtitles | .... هل بإمكان أيكم إخبارى ماذا يصطاد هؤلاء الرجال ؟ |
| .. ve bizi tek tek avladığını. | Open Subtitles | وكان يصطاد في الطاقم واحد بواحد |
| Senin ruhları avladığını söyledim kaya tuzundan mermilerle. | Open Subtitles | قلت أنك كنت تصطاد الأشباح و أن هذه الأرواح تردع بملح صخر |
| Dağlara ve tepelere bakıyorum ve miniğimin geyik avladığını düşünmek hoşuma gidiyor. | Open Subtitles | انظر الى الجبال والتلال واحب ان اظن بأن صغيرتي تصطاد الغزلان |
| Buster, devletin yıllardır acemileri nasıl avladığını keşfeder. | Open Subtitles | وهذا عندما أكتشف (باستر) حوض للتجنيد كانت الحكومة تصطاد فيه لسنوات |
| Yani, Rorschach birilerinin Watchmen üyelerini avladığını düşünüyor, öyle mi? | Open Subtitles | إذن (روشَّـاك) يعتقد أن هناك من يصطاد (الحراس)؟ |
| - Ama sülün avladığını sanmıyorum. | Open Subtitles | أظن ذلك- ولكن لا أظنه يصطاد الطيور- |
| Çocukları avladığını. | Open Subtitles | انت تصطاد الفتيات |