| Bizi aydınlanmaya götürmeye hazırlanan bir tanrı kendisine inanmayı reddeden herkesi yok ederek, bu ilahi güçle çelişir mi? | Open Subtitles | هل يُعقل لإله يكرّس نفسه ..ليقودنا إلى درب التنوير ..أن يناقض الخير الإلهي بتدميره كل الذين يرفضون الإيمان به؟ | 
| Eğer aydınlanmaya eriştiysem, bu nasıl bir zaman kaybı oluyor? | Open Subtitles | إذا كنت قد بلغت التنوير كيف يكون ذلك مضيعة للوقت؟ | 
| aydınlanmaya, buna değeceğini düşünmedikçe ulaşamazsın. | Open Subtitles | أنت لا يمكنك أبدا الوصول لمرحلة التنوير إذا لم تعتقد أنك جدير بذلك | 
| Herkesin yaşamı bir diğerininkini ilgilendirir, özellikle de kişi gerçek aydınlanmaya giden onurlu yoldaysa. | Open Subtitles | كل رجل في الحياة مخاوف كل رجل أخرى. خصوصا إذا فهو على الطريق النبيل الى التنوير الحقيقي. | 
| Sapık katilin aydınlanmaya ulaşmak için kendini sakatladığını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | إذن تعذيب الذات , قتل النفس وصلت الفتاة للتنوير ؟ | 
| O parçaları aydınlanmaya giden yolu yansıtmak için bir araya getir. | Open Subtitles | تقضي تعاليم البوذية بأن درب أضعاف الثمانية هو التنوير | 
| Bizi koruyacaklarını ve aydınlanmaya giden yolu göstereceklerini iddia etti. | Open Subtitles | وادعى بأنهم سيحموننا.. وسيرشدوننا إلى التنوير | 
| Yazarı ben oluyorum. Bunu okuyarak, ekonomik aydınlanmaya ve güce giden yolda beni takip etmenizi öneririm. | Open Subtitles | هذا أنا إقرأوا هذا وإتبعوني عبر التنوير الإقتصادي | 
| Neyse ki, kuvvet politikalarına nazaran aydınlanmaya yönelik çok daha fazla şey vardı. | Open Subtitles | ولحسن الحظ ، حَوَى التنوير ما هو أكثر من سياسات السلطة | 
| Yani başıma gelen tüm o korkunç şeyler sorun değil çünkü beni aydınlanmaya daha da yaklaştırıyorlar. | Open Subtitles | مثل تلك الأمور الفظيعة التي حدثت لي تلك الأمور لا ضرر منها لأنها قربتني من التنوير | 
| Hindistan'dan en son döndüğüm zamanı hatırlıyorum -- uzun beyaz elbisemin içinde uzun bir sakal ve John Lennon gözlüklerimle, Babama demiştim ki, "Baba, galiba sonunda ruhsal aydınlanmaya ulaştım." | TED | و أتذكر آخر مرة رجعت فيها من الهند -- في قميصي الأبيض الطويل الفضفاض و لحيتي الكبيرة و نظارات جون لينون، فقلت لأبي، "أبي، أعتقد أني قد وجدت التنوير الروحي." | 
| Köken Kitabı der ki, aydınlanmaya giden yolu arayanların yoldan uzak kalmalarına izin verilemez! | Open Subtitles | يقول كتاب "الأصول": "أولئك الذين يبحثون عن درب التنوير.. يجب ألا يضلوا" | 
| Galaksimdeki herkes adına konuşamam, ama benim naçizane fikrim, bir toplum veya bireyin zorlama ve korkutma ile aydınlanmaya ulaşacağına inanmıyorum, kanıt olarak ne denli güç gösterilirse gösterilsin. | Open Subtitles | لا يمكنني التحدث نيابة عن الجميع في المجرة، ولكن برأيي.. فلا يمكن لفرد أو مجتمع تحقيق التنوير.. من خلال نشر الخوف والعبودية القسرية.. | 
| Ancak pek çoğu uzun zamandır aydınlanmaya giden bir yola inanıyorlar. | Open Subtitles | ولكن لطالما آمن الكثيرون بدرب التنوير | 
| aydınlanmaya beyinden daha yakınlardır. | Open Subtitles | الأمعاء أقرب إلى التنوير من الدماغ. | 
| aydınlanmaya giden yolumuz bizi beklenmedik yerlere götürebilir. | Open Subtitles | رحلتنا نحو التنوير... قد تأخذنا إلى أماكن غير متوقعة | 
| Biraz aydınlanmaya ihtiyacım var. | Open Subtitles | احتاج بعض التنوير القدسي. | 
| aydınlanmaya giden yolu bulacaklar. Doğru. | Open Subtitles | سيعثرون على درب التنوير | 
| Kişi ölümden kaçarak aydınlanmaya ulaşamaz. | Open Subtitles | الواحد لا يستطيع الوصول للتنوير بالهروب من الموت | 
| Bu rahiplere göre körü körüne cevap aramak aşılması gereken bir ahlaki bozukluk ve varoluşun gizemlerini kabullenmeyi öğrenmekse aydınlanmaya giden gerçek yoldu. | TED | بالنسبة لهؤلاء الرهبان، كان السعي الأعمى وراء الإجابات خطيئة يجب التخلص منها، وتعلم قبول أسرار الوجود كان الطريق الصحيح للتنوير. |