| General'in getirdiği, aleti dizine kadar sarkan... aygır içeride mi peki? | Open Subtitles | ماذا عن ذلك الفحل الذي أتى به إلى البلدة مستعرضاً رجولته؟ |
| Şu mavi gözlü aygır şu elimle yetiştirilmiş ve seçilmiş Quick adındaki adam. | Open Subtitles | ذلك الجائزة الفحل المغلف بشريط ذلك الذي من تربية يدي وانتقائي الشخصي زميل يسمى كويك |
| Dünyanın üzerinde oturan aygır'ın demir koltuklara ihtiyacı yoktur. | Open Subtitles | فحل الخيل الذي يعتلي العالم لا يحتاج لكرسي حديدي |
| Başta o damızlık aygır Quick olmak üzere. | Open Subtitles | وبقولي كويك ذلك اقصد ذلك الحصان القوي الثابت |
| Park alanında at gezisi yapmak için otantik bir aygır kiraladım. | Open Subtitles | لقد استأجرت حصان غربي اصيل ليعطينا جولة حصانية في ساحة المواقف. |
| Yoksa Bay aygır'ın söyleyeceği çok daha önemli şeyler mi var? | Open Subtitles | أو أَعتقدُ ان السيد هورس لديه شئ مثير ليخبرنا به |
| Evet, tatlım. Damızlık aygır gibi sulanıyor. | Open Subtitles | هذا صحيح يا عزيزتى عينه عليكى كالفرس الفحل |
| Sadece öyle bir çığlık at ve rol yap ki herkes beni ne yaptığını bilen bir aygır sansın, tamam mı? Sadece arkadaşım ol. | Open Subtitles | فقط تأكدى أنكٍ ستمثلين وأنت تعلمين أننى الفحل الذى يعرف عمله ويقوم به جيداً |
| aygır hepsini teker teker kaçırıyor. | Open Subtitles | واحد تلو الاخر, الفحل يجبرهم على الفرار. |
| Kehanete göre, aygır dünyanın sonuna dek ilerleyecek. | Open Subtitles | وفقاً للنبوءة، فحل الخيل سيمضي لنهاية العالم |
| Ve oğluma, dünyanın üzerine oturacak aygır'a da bir hediye sözü veriyorum. | Open Subtitles | ولابني، فحل الخيل الذي سيعتلي العالم، أتعهد بهبة أيضاً |
| Annem cazibemin vahşi bir aygır gibi olduğunu söylemekte haklıymış. | Open Subtitles | أمي كانت محقة عندما قالت أن جمالي مثل فحل خير كبير |
| Bir gladyatör cins bir aygır gibidir: El üstünde tutulması gerekir. | Open Subtitles | المصارع مثل الحصان المولود حديثا يجب أن يدلل |
| Peki, anlatacağım. Lanet olası herif aygır gibiydi David. | Open Subtitles | حسنا , سوف أخبرك الرجل كان يعاشر مثل الحصان |
| Peki, anlatacağım. Lanet olası herif aygır gibiydi David. | Open Subtitles | حسنا , سوف أخبرك الرجل كان يعاشر مثل الحصان |
| Bu aygır çok güçlü. Tam damızlık olarak yaratılmış. | Open Subtitles | حصان التلقيح هذا قوي للغاية يمكن القول أنه خلق للترويض |
| Beyaz aygır yada başka bir şey olmasın. | Open Subtitles | اليس من الممكن ان يكو حصان او اي شيء اخر؟ |
| - Biraz hızlı gitmiyor muyuz, aygır? - Tatlı götüne bahse girerim öyle, canım! | Open Subtitles | انك تسرع كثيراً ,يا هورس أرَاهن بمؤخرتك الحلوَّ نحن كذلك |
| Yumruk yiyip duruyorum, seyret. Mamma mia! Çene diye ne kullanıyorsun, aygır? | Open Subtitles | يا الهى ، ماذا كنت تستخدم في ذقنك ستالون |
| Bu orospu çocuğu Uslu Yeşil aygır'ı da almıştır kesin. | Open Subtitles | اراهنك أن هذا الاحمق اخذ فرس النهر الجيد الاخضر ايضًا |
| Ama koca aygır eğiliyor... ve birden rakibinin karnına geçiriyor. | Open Subtitles | لكن الذكر الهَرِم يتفاداها ثم يسدد ضربة لبطن منافسه |
| Oh, istediğimi ver, seni büyük aygır! | Open Subtitles | إعطائها... أوه، تعطيه لي، لك مسمار كبير. |
| -Seni aygır seni. | Open Subtitles | هذا جنون انت لعوب |
| 22 yaşımda genç bir aygır olduğumdan beri benimle birlikte. | Open Subtitles | تباً، كانت لدي منذ أن كنت فحلاً صغير بعمر 22 |
| Sen yabani, asi bir aygır gibisin ve ben sana kanca atıp gem vurmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | فأنت تشبه جواد بري غير مروَّض وهأنا أحاول أن أقيدك إلى مِحْراث |
| Belki ama Duncan derbiyi kazanırsa hayatının geri kalanını aygır olarak geçirebilir. | Open Subtitles | ربما ، ولكن إن فاز (دانكن) بالدربي يمكن أن يقضي بقية حياته كحصان سباق |
| Memur aygır, Karayak, Hortumburun, siz de Tundraköy. | Open Subtitles | بينما الضباط (هيغينز)، (سنورلورف)، (وترانكابي)، سوف تتولون (السهل الأجرد). |