| Benin bir işe ihtiyacım olduğunu düşünüyor. Bir adam böyle yapar. | Open Subtitles | إنه يعتقد أنني بحاجة للعودة إلى وظيفتي هذا ما يفعله الرجل |
| Hepiniz yarınki antrenmanda akşamdan kalma olacaksınız ama şampiyonlar böyle yapar sanırım. | Open Subtitles | أصدقائك سوف يعانون غدا في التدريب اعتقدت أن هذا ما يفعله الأبطال |
| Ben de bütün bunlar olurken yanında olacağım. Çünkü gerçek dostlar böyle yapar. | Open Subtitles | وجئت هنا لأقف إلى جانبك بينما يحدث ذلك لأن هذا ما يفعله الأصدقاء. |
| Geldiniz, onları öldürdünüz ve topraklarını aldınız. İşgalci uluslar böyle yapar. | Open Subtitles | أنتم أتيتم، قتلتموهم و أخذتم أرضهم، هذا ما تفعله أمم الاحتلال |
| Evet, biz arkadaşız, anne. İyi arkadaşlar da böyle yapar. | Open Subtitles | نعم , نحن صديقات , هذا مايفعله أعز الأصدقاء |
| Müzik setim hep böyle yapar. Sanki kendi aklı var gibi. | Open Subtitles | مسجلي يفعل هذا طوال الوقت كما لو كان له عقله الخاص |
| Erkek şarkıcılar sahneye çıkınca böyle yapar, fark ettiniz mi? | Open Subtitles | ألا تلاحظون أن كل فنانون النوادي الليلية يفعلون هذا حين يخرجون ؟ |
| Ben de bütün bunlar olurken yanında olacağım. Çünkü gerçek dostlar böyle yapar. | Open Subtitles | وجئت هنا لأقف إلى جانبك بينما يحدث ذلك لأن هذا ما يفعله الأصدقاء. |
| Bekar insanlar böyle yapar. Diğerlerinin kendilerine uygunluğunu anlamaya çalışırlar. | Open Subtitles | هذا ما يفعله العازبون يبحثون عن من يناسبهم |
| Kafanızı kuma gömüyorsunuz. Çünkü sizin gibiler böyle yapar. | Open Subtitles | تضعين رأسك في الرمال لأن هذا ما يفعله أشخاص مثلك |
| Çünkü yalnız insanlar böyle yapar. | Open Subtitles | لأن هذا ما يفعله الناس الذين يعانون الوحدة |
| Uçakta kontrolden çıkmış bir yolcu olduğunda pilotlar böyle yapar. | Open Subtitles | هذا ما يفعله الطيارون عندما يكون هناك مسافر خارج عن السيطرة على متن الطائرة |
| Fırsatı gördüm ve değerlendirdim. Kahramanlar böyle yapar. | Open Subtitles | رأيت فرصتي وانتهزتها، هذا ما يفعله الأبطال |
| Çünkü bütün koçlar böyle yapar. | Open Subtitles | لأن هذا ما يفعله كل مدرب هذا جزء من اتفاق |
| Çünkü akıllı kızlar böyle yapar. Ama özgeçmişimi yollamıştım zaten size. Açılmamış olarak iade etmiştiniz. | Open Subtitles | لأن هذا ما تفعله الفتاة الذكية ولكنى أرسلت ملفى وأنت رفضته |
| Nazik olmak istediklerinde insanlar böyle yapar. | Open Subtitles | هذا مايفعله الناس عندما يريدون ان يكونوا مهذبين |
| Çubuklu dondurmaya herkes böyle yapar ama anlamını kavrayamamış olabilirler. | Open Subtitles | الجميع يفعل هذا باعواد الأيسكريم لكن ربما قد لا يدركون بمعناته |
| Ben... Bilmem. İnsanlar birbirileriyle karşılaştıklarında böyle yapar. | Open Subtitles | لا أعلم، الناس يفعلون هذا عندما يتقابلون |
| Ajanlar böyle yapar, biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | لما لم تكذب فقط؟ ذلك ما يفعله الجواسيس، أنت تعرف؟ |
| Kendimi ortaya koydum ama aile, aile için böyle yapar. | Open Subtitles | ووضعت عنقى على الحافة ولكن هذا ماتفعله العائلة من أجل العائلة |
| Ama bugün kendi adıma yaptırdım çünkü dostlar böyle yapar. | Open Subtitles | ولكن اليوم, وضعت اسمي لأن هذا هو ما يفعله الأصدقاء |
| Biliyorum, sadece Ermeniler böyle yapar diyorum. | Open Subtitles | اعلم، إنّني أقول فقط، إنّها الطّريقة الأرمينيّة. |
| Babam hep böyle yapar. | Open Subtitles | انا لا اريد حمايتك وهذا الذي يفعله والدي دوماً |
| Beni korumak için yalan söylüyor çünkü ortaklar böyle yapar ve biz de ortağız. | Open Subtitles | انها تكذب لحمايتي وهذا ما يفعله الزملاء ونحن زملاء بالطبع |
| Sven farklı basınçlar uyguluyor. Yabancı çocuklar böyle yapar. | Open Subtitles | سفين يستعمل صغطا مختلفا وهذا مايفعله الاولاد الاجانب |
| Normal insanlar yılın bu büyük sosyal etkinliğinde böyle yapar. | Open Subtitles | هذا ما يفعلهُ الاُناس العاديون في الحدث الإجتماعي الأكبر في السنة |
| Birinci sıradaki bir fakültenin şefi böyle yapar. | Open Subtitles | هذا ما يقوم به الرئيس في مشفى تعليميّ من الدرجة الأولى |