Babama karşı olan Bütün kanıtlar orada. | Open Subtitles | هذه كل الأدلة التي ستحتاجها لتقبض على أبي |
Bütün kanıtlar elimde olmadan sonuca varmayı sevmem. | Open Subtitles | لا احب أن أكون أي استنتاج قبل أن تتضح كل الأدلة |
Bütün kanıtlar o bok çuvalının suçlu olduğu yönünde bunun aksini ispat edemezsin. | Open Subtitles | كل الأدلة على هذا الحثالة المجرم لا يمكنك ان تدحض الادلة. |
Bütün kanıtlar uygun boyutlu bir Nolan zarfında teslim edilmeli. | Open Subtitles | جميع الأدلة لابد من تقديمها في الحجم الصحيح نولان المغلف. |
Toby'i işaret eden Bütün kanıtlar, babayı da işaret ediyor. | Open Subtitles | كل الأدله التي لدينا تشير إلى توبي ثم تشير إلى والده |
Bütün kanıtlar o değil diyordu. | Open Subtitles | كل الادلة دلت انه برئ شيروود فحص كتابته اليدوية واخرجه من الشبهه |
Bütün kanıtlar cinayeti o aptalın işlediğini gösteriyordu. | Open Subtitles | كل الأدلة أشارت إلى أنّ هذا الغبي هو المذنب |
Burada bulunduğumuza dair Bütün kanıtlar silindi. | Open Subtitles | كل الأدلة التي كانت لي ولكِ هنا، تم مسحها |
Bütün kanıtlar katil olarak seni işaret ediyor. | Open Subtitles | الآن كل الأدلة المتوفرة تدل على أنكَ المُجرم. |
Bütün kanıtlar diğer şüpheli banka hırsızının... | Open Subtitles | كل الأدلة توحي إلى أن المشتبه به الآخر... |
- Bütün kanıtlar bir saat içerisinde burada olacak. | Open Subtitles | كل الأدلة ستكون عندك هنا خلال ساعة |
Bütün kanıtlar, yazılımı onun çaldığını gösteriyor. | Open Subtitles | كل الأدلة تقول إنه سرق البرنامج |
Keşke olmasaydı ama ne yazık ki Bütün kanıtlar David'in öldüğünü işaret ediyor. | Open Subtitles | نتمنى أنه ليس كذلك لكن للأسف كل الأدلة تشير إلى أن (دافيد) ميت |
Şimdiye kadar Bütün kanıtlar ailenin hafta sonu burada olmadığını gösteriyor. | Open Subtitles | حتى الآن، كل الأدلة لقد وجدت... ... يثبت كانت الأسرة لا يوجد في نهاية ذلك الأسبوع. |
İçerideki Bütün kanıtlar yok oldu. | Open Subtitles | .كل الأدلة اتى كانت بالداخل تحطمت |
Bütün kanıtlar, Jack Bauer tarafından öldürüldüğünü gösteriyor. | Open Subtitles | جميع الأدلة تُشير إلى حقيقة أنه قد اغتيل من قبل (جاك باور) |
Bütün kanıtlar Bayan Sciuto'ya gidiyor. | Open Subtitles | جميع الأدلة المادية في طريقها إلى الآنسة (شوتو). |
Doktor, Bütün kanıtlar bu kadar mı? | Open Subtitles | دكتور هل هذه كل الأدله ام بقي غيرها |
Kont Thurzo'nun kararıyla Kontesin ismini mümkün olduğunca korumak için Bütün kanıtlar yok edilecektir. | Open Subtitles | كل الادلة ستدمر بأمر من الكونت ثوروزو للدفاع عن سمعة الكونتيسة قدر المستطاع |
ama Bütün kanıtlar tersine olmasına rağmen dünyanın size harika bir kariyer vereceğine emin misiniz? | TED | لكن هل أنتم واثقون أن هذا سوف يمنحكم مسيرة عمل رائعة، في حين أن كل الدلائل تشير للعكس |
İhtiyacımız olan Bütün kanıtlar gözümüzün önünde duruyor. | Open Subtitles | لدينا كل الإثباتات التي نحتاجها هنا أمامنا |
Sanığı suçlayan Bütün kanıtlar kanıt olarak değerlendirilir. | Open Subtitles | كلّ الأدلة التي تتهم المدعى عليه بجريمة هي مؤذية |
Bütün kanıtlar onu gösteriyor. | Open Subtitles | فـ الأدلّة تثبت أنه القاتل. |