| Donanmadayken en büyük korkum neydi biliyor musun? | Open Subtitles | أتعرفين ماذا كان أكبر مخاوفي في البحرية؟ |
| En büyük korkum; başka bir elemanın lavaboda vakit öldürdüğü sırada... tuvalate girip büyük bir parça bıraktıktan sonra, yani sıçtıktan sonra tuvaletin tıkanması ve her tarafın-- bilirsin, bok olması. | Open Subtitles | أكبر مخاوفي أن أخرج من الحمام وأغتسل وسأرى ذلك الشخص في الحمام |
| En büyük korkum oyunculuk yapamamaktı ve kimsenin umursamaması. | Open Subtitles | أكبر مخاوفي هي عدم قدرتي على التمثيل مجددا وأن لا يهتم بي أحد |
| Sonuna dek gitmekten korkmayan, cesur kaptan gibi davranıyorum ama gerçekte en büyük korkum sonuna dek gitmek. | Open Subtitles | تعلمون ، اتصرف مثل القائد الجريء الذي لا يخشى أختياره لكن في الواقع يختاره خوفي الأكبر |
| En büyük korkum bir erkeğin beni duygusal olarak böyle dağıtması. | Open Subtitles | لهذا السبب، لأن الرجل الخاطئ لا يستطيع فعل هذا لك هذا هو خوفي الكبير بعض الرجال يمكنهم أن يحصلوا عليي غير ملتصقة مثل هذا وهذا أبّي فقط |
| En büyük korkum, çocuklara da bunu önceden söyledim, eğer bu film bazı şeyleri basitleştircekse... | Open Subtitles | أكبر مخاوفي ، كما ذكرتُ لهؤلاء ، انّه اذا |
| En büyük korkum asla yeteri kadar iyi olamamak. | Open Subtitles | أكبر مخاوفي هذه كانت, لم أكون جيداً بما يكفي |
| En büyük korkum birisinin dikkatimizi dağıtıp, nakliyeleri zamanında yetiştirememizdir. | Open Subtitles | أكبر مخاوفي هو أن يعطلنا أحد -عن توصيل الشحنات في موعدها -أتعلمون؟ |
| Ama onu eve götürdüğümüz günden beri en büyük korkum, bir sabah uyandığımda onun gerçek annesi olmadığımı farketmek. | Open Subtitles | لكن من اللحظة التي أحضرناه للمنزل... أكبر مخاوفي كانت أنه سيستيقظ صباح ما... ويدرك أني لست أمه الحقيقية... |
| Son zamanlarda en büyük korkum bu. | Open Subtitles | مؤخرا أصبح ذلك يشكل أكبر مخاوفي |
| En büyük korkum, en başından beri neler yaptığının farkında olduğunu öğrenmek. | Open Subtitles | إن أكبر مخاوفي هو أننا قد نكتشف... أنك كنت واعياً لما كنت تفعله طيلة الوقت. |
| Ama en büyük korkum dünya hakkında başa çıkamayacağım kadar | Open Subtitles | ولكن أكبر مخاوفي كانت... أنني غرُّ جداً بهذا العالم... |
| En büyük korkum onun gibi bir şeye dönüşmek. | Open Subtitles | أكبر مخاوفي هو أن أصبح مثله |
| Cidden söylüyorum, en büyük korkum bu. | Open Subtitles | أعني فعلاً أنّها أكبر مخاوفي. |
| İşte en büyük korkum da bu anne. | Open Subtitles | وهذا هو أكبر مخاوفي يا أمي |
| En büyük korkum gerçek oldu. | Open Subtitles | أكبر مخاوفي قد أصبح حقيقة. |
| En büyük korkum, tüm bu uyuşturucu saçmalığını arkamda bıraksam bile yine de bir boka yaramayacağım. | Open Subtitles | أكبر مخاوفي هو أنني حتى إن تخليت عن حياة الإدمان هذه. -سأظل فاسدة . -كلا . |
| En büyük korkum, onu bulduğum zaman, bizden kalanlar onun için yeterli olmayabilir. | Open Subtitles | خوفي الأكبر هو عندما وجدته. ماتُرك لنا ربما لم يكن كافياً. |
| Çünkü en büyük korkum, benim etrafımda kendiniz gibi davranmamanız. | Open Subtitles | خوفي الأكبر هو ألا تتصرفن على سجيتكن حولي |
| En büyük korkum gerçeğe dönmüştü. | Open Subtitles | خوفي الكبير بدأ يتحقق. |