| O zaman yarımda büyükelçiliğe gelecek misin? | Open Subtitles | سوف تأتين حقاً إلى السفارة في الساعة 12: 30 |
| büyükelçiliğe gidip açıklama yapmam lazım. | Open Subtitles | لابد لي من الذهاب إلى السفارة وشرح كل هذا |
| Sen... O zaman... Ben büyükelçiliğe gitmek istiyorum. | Open Subtitles | حسناً ، انا بِحاجة الي الذهاب الي السفارة الأمريكية |
| Onu bulduğunuzda yahut bulursanız kendisini bize teslim etmenizi istiyoruz ve biz de kendisini, duruşmaya kadar onu koruyacağına söz vermiş olan büyükelçiliğe teslim edeceğiz. | Open Subtitles | ،أينما ووقتما تجداه ،نريد منكما تسليمه لنا وبالمقابل سنحضره للسفارة التي وعدت بتوفير ملآذًا آمنا له حتى موعد المحاكمة |
| Evet, ve son beş yılda büyükelçiliğe gönderilmiş her telgrafın kopyalarını. | Open Subtitles | أجل, و نسخة من كل برقية, وصلت للسفارة خلال الخمس أعوام الماضية |
| Çok ısrar ederseniz, Bir kayıp dosyası oluştururuz ve büyükelçiliğe başvurursunuz. | Open Subtitles | اذا كنت مصرة يمكنك تقديم تقرير بفقدان شخص و تتصلي بسفارتك |
| Bir grup silahlı adam bir büyükelçiliğe giriyorlar ve rehin alıyorlar. | Open Subtitles | مجموعة من الرجال المسلحين دخلوا السفارة وأخذوا رهائن |
| Sessizce laptopu bana teslim et, ve benimle birlikte büyükelçiliğe geliyorsun. | Open Subtitles | أعطيني الحاسوب بهدوء وتعال معي إلى السفارة |
| Suçu doğrudan büyükelçiliğe yüklemek istiyorsanız içeriden birine ihtiyacımız var. | Open Subtitles | ، إذا أردتم الربط مُباشرة بين السفارة ونشاط إجرامي فستحتاجون إلى شخصاً ما يعمل في الداخل |
| Benimle büyükelçiliğe gelip savunma bakanlarını ilacı bulmaya yakın olduğumuz konusunda ikna etmen gerekiyor. | Open Subtitles | وأريد منك مرافقتي إلى السفارة وإقناع وزير الدفاع بأننا بصدد إيجاد علاج |
| Mesaj Tokyo'dan Washington'daki büyükelçiliğe. | Open Subtitles | إلى السفارة اليابانية في واشنطن |
| Ben de büyükelçiliğe gidip, bir avukat buldum. | Open Subtitles | ثم ذهبت الى السفارة ووكلت له محاميا |
| Ben de büyükelçiliğe gidip, bir avukat buldum. | Open Subtitles | ثم ذهبت الى السفارة ووكلت له محاميا |
| Onları büyükelçiliğe götürdüm, kaldıkları yere. | Open Subtitles | أصحبهم إلى السفارة حيث مقر إقامتهم |
| - Toronto'daki büyükelçiliğe acil durum için başvuru yapabilir. | Open Subtitles | -يستطيع أن يقدّم طلباً كحالة طارئة في السفارة في تورونتو |
| Onu büyükelçiliğe götür ve sakın paketi açma. | Open Subtitles | قم بأخذه إلى السفارة ولا تفتحه |
| Onu büyükelçiliğe götürmezdim. | Open Subtitles | حسنًا، لن أخذهُ للسفارة |
| Hemen büyükelçiliğe başvurun. | Open Subtitles | ارجوك اتصلي بسفارتك حالا |