| Anne, sana Meg'in dün gece Brian'ı bağladığını... ve arabasının bagajına koyup gittiğini söylemem kötü olur mu? | Open Subtitles | هل هو سيء إذا رأيت ميج تقيّد براين البارحة و تضعه في صندوق سيارته ثم تذهب بعيداً؟ ماذا؟ |
| Eminim, arka bahçende küçük bir çocuğu nasıl bağladığını duymak isteyeceklerdir. | Open Subtitles | أنا متأكد أنهم يحبون سماع فعلتك تقيّد طفل في حديقتك. |
| Hayır ama bir Müslümanın kendisini parlak bir haça bağladığını ve sonra oradan sağ çıktığını hayal edemiyorum. | Open Subtitles | لا، لكن من الصعب تخيل أي مسلم يقيد نفسه على صليب مضيء، ويعيش ليحكي عن ذلك |
| Ellerimi arkamdan bağladığını hatırlıyorum. | Open Subtitles | أحسستُ به يقيد يداي من خلف ظهري |
| Jack Porter'a bel bağladığını sanıyordum | Open Subtitles | ظننتكِ تعتمدين على (جاك بورتر) |
| Jack Porter'a bel bağladığını sanıyordum | Open Subtitles | ظننتكِ تعتمدين على (جاك بورتر) |