| Yosunların içinde dondurma baş ağrısını tedavi eden bir sıvı yok. | Open Subtitles | لا يوجد في عشب البحر شيء يساعد في شفاء صداع الأيس كريم, |
| Bu herif daha baş ağrısını bile geçiremiyor mu yani? | Open Subtitles | هذا الشخص لا يقدر على ان يقضي على صداع لعين ؟ |
| Bankaya gitmem lazım ve kuru temizlemeciye, sonra muhtemelen eczaneye uğramam lazım, çünkü beş gündür şu baş ağrısını çekiyorum. | Open Subtitles | ذهبت إلى البنك والمغسلة، و أعتقد أن عليّ أن أذهب إلى الصيدلية، لأن لدي صداع لخمس أيام. |
| baş ağrısını bugün kullanamazsın. | Open Subtitles | أجل, صحيح لا يمكنكي أستخدام الصداع اليوم |
| Ayrıca bir gün dondurmaların yarattığı baş ağrısını tedavi edebileceğine inanılan yosundaki bir kimyasal. | Open Subtitles | أوه. ومادة كيميائية في عشب البحر يعتقد العلماء, أنها يمكن أن تعالج الصداع الناتج من الأيس كريم. |
| Bu şaklabanların yarattığı baş ağrısını hangi içki giderir asıl? | Open Subtitles | ما المشروب الذي يمكنه أن يعالج الصداع الذي يسببه لي هؤلاء المهرجون ؟ |
| Bu devasa baş ağrısını saymazsak çok daha iyiyim. | Open Subtitles | وبصرف النظر عن هذه صداع واسعة النطاق... أفضل بكثير. |
| Belki de... şu baş ağrısını ve kaçınılmaz ebeveyn dramasını atlayıp kaçarak... | Open Subtitles | ربما... يمكننا تخطي صداع الرأس و الدراما الأبوية التي لامفر منها |
| Ben sarhoş olduktan sonra baş ağrısını alır. | Open Subtitles | تزيل صداع الكحول بعد أن أسكر |
| Bu baş ağrısını saymazsak iyiyim. | Open Subtitles | هل أنت بخير يا (إم)؟ أنا بخير، باستثناء صداع قوي. |
| baş ağrısını saymazsak tabii. | Open Subtitles | بإستثناء صداع قاتل |
| Bütün gün bu berbat baş ağrısını çektim. | Open Subtitles | عندي صداع رهيب طوال اليوم . |
| Yaşlı insanları, baş ağrısını. | Open Subtitles | - كبار السن, صداع. |
| - Angie'nin baş ağrısını yok etti. | Open Subtitles | " هي جعلت صداع " إنجي يزول . |
| Hala beyniyle yaptığı şeydeki baş ağrısını hatırlıyorum. | Open Subtitles | أنا مازلت أتذكر الصداع منه عندما هاجم دماغننا |
| Hayır, yok etmedi. O baş ağrısını alıp bana verdi. | Open Subtitles | لا , هي لم تفعل , هي أخذت ذلك . الصداع و أعطتني إياه |
| Bundan sonra baş ağrısını sorun etmenin gerekmeyeceğini söyleyebiliriz. | Open Subtitles | حسنٌ، لنقل أنك لن تقلق بشأن هذا الصداع بعدها |
| Gayet sağlıklıyım. Tabii şu baş ağrısını saymazsak. | Open Subtitles | انا بكامل صحتي، ماعدا اني اعاني من الصداع. |
| ve birine bir başağrısı vermek onların baş ağrısına sahip olmasına neden olur ama baş ağrısını başınızdan dışarı çekip alarak başka birine gitmesine ve onun kafasına yerleşmesine neden olmuyorsunuz. | TED | وإصابة شخص ما بصداع، تجعل أن يكون عنده صداع، ولكن الأمر ليس كما لو أنك تخرج الصداع من رأسك وتسْبيب إنتقاله للشخص الآخر، ومن ثم تُخطط لإدخاله في رأسه. |