| Keşif sona erince başardığımız şeyi önemsememek kolay olur. | TED | الآن، بما أن الرحلة انتهت، من السهل أن نكون صريحين حول ما حققناه. |
| Muhtemelen, önümüzdeki altı ay içinde bu soruşturmada başardığımız şeyler yüzünden. | Open Subtitles | أفترض أن هذا بسبب ما حققناه في هذا التحقيق خلال الستة أشهر المقبله |
| Dün akşam başardığımız şey inanılmazdı. | Open Subtitles | ما حققناه ليلة البارحة كان شئ ملفت للإنتباه |
| Sahip olduğumuz şey bu tür bir keşfedici, sanırım yaklaşık 4.000 etiketi eşleştirmeyi başardığımız bir yer. | TED | لذا ما حصلنا عليه هو نوع من المسكتشف، حيث نجحنا في مطابقة حوالي 4000 تسمية. |
| Ama başardığımız tek şey... Bir sonraki lütfen. | Open Subtitles | و كل ما نجحنا فى تحقيقه اللوحة التالية من فضلك |
| O zaman uzun süre önce başardığımız bir şeye bizzat tanık olacaksın. | Open Subtitles | ثم سنرى شخصيا لتشطيب ما كان ينبغي إنجازه ago- - طويلة |
| Eğer fark ettiyseniz elde etmeyi başardığımız tek kalıntılar ilkel müzik aletleriydi. | Open Subtitles | كذلك إذا لاحظتم أن كل ما وجدناه من صناعاتهم اليدوية عبارة عن آلات موسيقية بدائية |
| başardığımız olağanüstü şeyi kötü bir şey olarak gösterip dünyayı bize düşman ettiler. | Open Subtitles | ما حققناه كانَ استثنائـياً .. على الرغم من الصعوبات و العالم ضدنا |
| Babamızın kurduğu her şey, başardığımız her şey hepimiz yok oluruz. | Open Subtitles | كل ما بناه أبي, كل ما حققناه... كل شيء سنتخلى عنه |
| - Bence başardığımız şey ile belli ettiğinden daha fazla gurur duyuyorsun... | Open Subtitles | لكن أتصوّر أنك أكثر فخرا بما حققناه عمّا تقوله |
| başardığımız her şey, bütün büyük yeniliklerin de ötesine geçmek üzereydi. | Open Subtitles | بعدكلما حققناه... ونحن على وشك اكتشاف عظيم |
| Bugün ölülerimizin yasını tutacağız lakin başardığımız şeyden hepimiz gururlanmalıyız! | Open Subtitles | اليوم نحزن على موتانا، ولكن يجب أن نكون جميعا فخورين ما حققناه! |
| Bildiğiniz üzere, kıskançlık ve hınç bazı grupları kışkırttı ve onlar sahte ve ikiyüzlü bir eşitlik adına ve popülist fikirlerle, başardığımız her şeyi yok etmeye uğraşıyorlar. | Open Subtitles | أدى الحسد والاستياء إلى ظهور جماعات المعارضة الذين باسم المساواة الكاذبة والنفاق وبالأفكار الشعبوية يهدفون إلى تدمير كل ما حققناه |
| Belki de bizden nefret eden insanlarla ticaret yapmayı iyi başardığımız içindir. | Open Subtitles | ربما هذا له علاقة مع واقع أننا نجحنا في مجال الاعمال |
| Ayrıca son 3 yılda kazanmayı başardığımız tüm toprakları kaybetme tehlikesini göze alıyoruz. | Open Subtitles | و نحن نستمر في المخاطرة بفقدان كل الأرض التى نجحنا في كسبها في السنين الثلاث السابقة |
| Şerif'e de başardığımız haberini yolla. Nihayet. | Open Subtitles | . و أخبر عمدة البلدة أننا نجحنا ... |
| Floransa hükumdarını Pazziler'in değil de, bizim öldürmeyi başardığımız öğrenilirse mi? | Open Subtitles | تعنين، عندما يكتشفون أننا وليس آل (باتسي) من نجحنا في قتل حاكم (فلورينسا)؟ |
| Ve biliyorum ki Wayneler, hâlâ hayatta olsaydı bugün başardığımız şey ile gurur duyarlardı. | Open Subtitles | وأنا أعرف أن آل (واين) لو كانا لا يزالان على قيد الحياة كانا ليفخرا بما تمكنّا من إنجازه اليوم |
| Dinle beni Sara. Şimdiye dek başardığımız her şeyi kaybedebiliriz. | Open Subtitles | اسمعيني يا (سارة)، كل ما حاولنا إنجازه حتى الآن قد يضيع |
| Eğer fark ettiyseniz elde etmeyi başardığımız tek kalıntılar ilkel müzik aletleriydi. | Open Subtitles | كذلك إذا لاحظتم أن كل ما وجدناه من صناعاتهم اليدوية عبارة عن آلات موسيقية بدائية |