| Kendisine başka bir seçenek daha vermemi istemişti, yani teknik olarak, emirleri uyguluyorum. | Open Subtitles | لقد سألني أن أعطيه خيار آخر لذا تقنيا أنا أتبع الأوامر |
| Yanına biraz kağıt havlu al ve süet ayakkabılarını giyme. - Ho ho ho. - Evet, bu da başka bir seçenek. | Open Subtitles | خذ بعض المناديل الورقية ولا ترتد حذاءك من الجلد المزأبر هذا خيار آخر |
| Yanına biraz kağıt havlu al ve süet ayakkabılarını giyme. - Ho ho ho. - Evet, bu da başka bir seçenek. | Open Subtitles | خذ بعض المناديل الورقية ولا ترتد حذاءك من الجلد المزأبر هذا خيار آخر |
| Bunun imkansız bir seçenek olduğunu biliyorum. Size danışmak istediğim başka bir seçenek daha var. | Open Subtitles | أفهم أن هذا خيار مستحيل لدىّ خياراً آخر لك |
| Tahammül sınırlarını aşan davranışları bana onları asmaktan başka bir seçenek bırakmadı. | Open Subtitles | لكن سلوكهما السيء لا يعطيني خياراً آخر إلا بقتلهما |
| başka bir seçenek olsaydı onu kullanırdım. | Open Subtitles | إذا كان هناك خيار آخر، إعتقدني، أنا آخذه. |
| Bak, bunu telefonda yapmak istemezdim ama bana başka bir seçenek bırakmadın. | Open Subtitles | لم أكن أريد أن أفعل هذا عبر الهاتف ولكنك لم تعطنى أى خيارات أخرى |
| Ya ölürse? Kalan şu zamanımızda başka bir seçenek göremiyorum. | Open Subtitles | ليس لدينا أيّ خيار هنا في الوقت الذي غادروا |
| Bana seni Constance'dan atmak dışında başka bir seçenek bırakmadın. | Open Subtitles | لم تتركي لي خيار آخر غير ان أطلب منك مغادرة المدرسة |
| Biliyorum şimdi sana başka bir seçenek daha varmış gibi geliyor. Ama yok. | Open Subtitles | أعلم بأنّ لديك خيار آخر لكن لا ترغب بالكلام. |
| Ama başka bir seçenek daha var. | Open Subtitles | لكن هناك خيار آخر يمكنني تغيير موضع جسمك |
| - Sanırım bu kadarı yeterli, ve başka bir seçenek göremiyorum. | Open Subtitles | أظن بأنني سمعت ما فيه الكفايه و لا أرى أنه أمامي أي خيار آخر |
| Önümüzde başka bir seçenek varken neden bunu yapayım, söylesene? | Open Subtitles | قل لي لِمَّ يجب أن افعل ذلك عندما تعرفان كليكما ان هناك خيار آخر |
| İçinizden bazıları yani. Ama başka bir seçenek göremedim. | Open Subtitles | بعضكم، ولكنني لم أجد خياراً آخر لقد كنتُ أُفكر بالأمر طوال اليوم |
| Riskli ameliyattan başka bir seçenek olmalı. | Open Subtitles | جسناً ، يجب أن يكون هناك خياراً . آخر عدا عن الجراحة الخطيرة |
| Ama ödemeleri yapamayınca ona başka bir seçenek sundum. | Open Subtitles | و عندما لم يستطِع أن يدفع المبلغ ذلك , أعطيتُه خياراً آخر |
| başka bir seçenek olmadığını sanıyorum. | Open Subtitles | ألا يفترض أنه هناك خيارات أخرى ؟ |
| Genelde bir şeyi iki kez yapmaktan hoşlanmam... ama bu durumda, başka bir seçenek göremiyorum. | Open Subtitles | عادة أَكْرهُ عَمَل الأشياءِ أكثر مِنْ مرّة... لكن في هذه الحالةِ , أنا لا أَرى أيّ خيار آخر. |
| başka bir seçenek yok. | Open Subtitles | ليس هناك حل اخر |
| Ölümcül tehlikede olan oğulları onlara başka bir seçenek bırakmıyordu. | Open Subtitles | ابنهم ، في خطر لم يعطيهم خيار اخر |
| Bana başka bir seçenek verdiniz mi? | Open Subtitles | ماذا لدي من خيارات أخري تتركيها لي ؟ |