| Air Force One'dan arıyorlar. başkan yardımcısıyla konuşmak istiyorlar. | Open Subtitles | إتصال من طائرة الرئيس يطلبون التحدث مع نائبة الرئيس |
| Yapma, Ed, başkan yardımcısıyla yattığımı hatırlarsa reklam önerilerimi reddetmekten vazgeçebilir. | Open Subtitles | تعالي ربما لو أخبرناهم أنني أعيش مع نائبة الرئيس فسوف يتوقفون عن امتعاض جميع أعمالي |
| başkan yardımcısıyla bu işi kolaylaştırabilirsin. | Open Subtitles | سوف تسهّل الأمر كثيرًا على نائبة الرئيس إن استطعت التركيز ولو قليلاً على حماية الحدود |
| Aslında başkan yardımcısıyla tartışmak istediğim bir konu var. | Open Subtitles | في الحقيقة لدي قصّة والتي احتاج نائبة الرئيس لمناقشتها معها |
| Bu Cuma, belediye başkan yardımcısıyla öğle yemeği yiyorum. | Open Subtitles | سأتناول طعام الغداء مع نائب العمدة يوم الجمعة. |
| Kongre üyesi, önümüzdeki birkaç gün içerisinde başkan yardımcısıyla sakin bir görüşme istiyor. | Open Subtitles | مع السّلامة. عضو الكونجرس يوَدُّ أَنْ يَأخُذَ دردشة مؤدّبة جداً خلال الأيام التالية مَع نائبة الرئيس. |
| Bir aciliyetten dolayı başkan yardımcısıyla görüşmek istemiştik de. | Open Subtitles | نحن نوَدُّ أَنْ نَرى نائبة الرئيس لمسألة ضرورية |
| Adımı sikik programına koy ve başkan yardımcısıyla birebir görüşme ayarla hemen! | Open Subtitles | فقط ضعي اسمَي اللعين في جدولِكَ اللعين الغبيِ واحصلي على مقابلة وجهاً لِوجه مَع نائبة الرئيس الآن! |
| başkan yardımcısıyla şu an bir görüşmem var ve şu an geldi çattı. | Open Subtitles | لدي جدولة لمقابلة نائبة الرئيس الآن وهو "الآن" الآن. |
| - başkan yardımcısıyla konuşalım. | Open Subtitles | - دعنا نَتكلّمُ مع نائبة الرئيس |
| başkan yardımcısıyla Baltimore limanında o teknede olamadığın için üzülüyor olmalısın herhalde. | Open Subtitles | لا بد أنك محبط الآن (لأنك لست على ذلك القارب في (بالتيمور مع نائبة الرئيس, صحيح ؟ |
| Evlât, başkan yardımcısıyla görüşmem olduğunu söylemiştim. | Open Subtitles | يا رفيق، أخبرتك، لدي هذا اللقاء مع نائب الرئيس. |