Bir şey sorayım. Rüyanın başlangıcını hiç hatırlamazsın değil mi? | Open Subtitles | دعيني أطرح عليكِ سؤالاً، لا تتذكرين أبداً بداية الحلم، صحيح؟ |
O zaman belki de ilk başlangıcını Alaska' da denemelisin | Open Subtitles | ثم ربما عليك أن تحاول لكم بداية جديدة في الاسكا. |
Görüntüler Kenya'da bu sezonda yağmur başlangıcını gösterir. | TED | تظهر هذه الصور بداية الأمطار هذا الموسم في كينيا |
15. yüzyılın keşiflerle sonuçlanan büyük yolculukları modern çağın başlangıcını müjdeliyordu. | Open Subtitles | في القرن الخامس عشر بشرت رحلات الاكتشاف العظيمة,ببداية العصر الحديث |
Yeni hikâyemizin başlangıcını kutlamak amacıyla bu akşam bana katıldığınız için teşekkür etmek isterim. | Open Subtitles | أود أن أشكركم على إنضمامكم لي هذه الليلة للإحتفال ببداية قصتنا الجديدة |
Kuşların ayrılışı geleneksel olarak çiftçiler günün başlangıcını gösterir. | Open Subtitles | تقليديا، مغادرة الطيور اشاره لبداية يوم المزارعين. |
İz, saldırının başlangıcını gösteren bir fotoğraftı. | Open Subtitles | هذا الأثر كان مثل الصورة الفوتوغرافية لبداية هذا الإعتداء |
Ve büyük ihtimalle, o sinyalin derinliklerinde, ilk yıldızların ve galaksilerin oluşumunu görebileceğim, yani zamanın başlangıcını. | TED | وربما، تكون عميقةً في الإشارة، سأنظر إلى أول النجوم والمجرات التي تكونت، في بداية الزمان. |
Tramvaylar grevin başlangıcını haber verdiği gibi bitişini de bildiriyordu. | Open Subtitles | الترام كما كان شاهداً على بداية الأضراب كان شاهداً على انتهائه |
Bu masanın etrafında oturan yeni dostlarıma bakınca yeni bir çağın başlangıcını görüyorum. | Open Subtitles | وأنا أنظر للرجال الجالسين على هذه المنضدة أرى بداية عهد جديد |
Düğmeye basmak ve hayatımızın başlangıcını işaretlemek istiyorum. | Open Subtitles | اعني, أن نتقدم للأمام ونضع علامة مميزة في بداية حياتنا |
O aramayı yapmak sonun başlangıcını getirecek. | Open Subtitles | صدّقني، إجراء ذلك الاتصال هو بداية النهاية |
Huzura erdiğimde, tüm bunların başlangıcını görmek istiyorum. | Open Subtitles | عندما توافيني المنيّة، أرغبُ أن أرى بداية حلمنا هذا يتحقق. |
İlahi ışığın yolunda zamanın başlangıcını açığa çıkarır. | Open Subtitles | الذى يضىء من خلالة نور الرب ليكشف بداية الوقت |
ve sonra kendi evliliğinin başlangıcını düşünmeye başladı. | Open Subtitles | و ذلك جعلها تفكر ببداية زواجها |
Serbest kalmanın başlangıcını kutladım. | Open Subtitles | إحتفيتُ ببداية تحرُّرها. |
Mesela, 1860'larda ipek sanayisi için ipekböceklerinin hastalıklarını incelemesi istenen Louis Pasteur'u düşünürsek, bulguları aslında hastalıkta virüs teorisinin başlangıcını oluşturdu. | TED | ان فكرنا على سبيل المثال بالعالم باستور والذي عام 1860 طلب منه ان يقوم بدراسة للامراض التي تصيب ديدان القز من اجل صناعة الحرير وكانت اكتشافاته حينها الاساس لبداية علم الجراثيم |
Kaptan o resim dünyanın başlangıcını sembolize ediyor. | Open Subtitles | تلك اللوحة ترمز لبداية العالم |