| Öz babam değil, ama melekler annemi almadan önce annemle evlenmişti. | Open Subtitles | إنه ليس أبي الحقيقي لكنه كان زوج أمي قبل أن تموت |
| Durun, durun! O babam değil. Aradığınız o değil. | Open Subtitles | هذا ليس أبي, هذا ليس الشخص المطلوب, ان كنتم تريدون أحداً فهو أنا |
| babam değil. Sahte babam, bu da demektir ki sahte kuzenim | Open Subtitles | إنه ليس أبي ، إنه أبي المزيف مما يعني ما فعلته أنا و إبنة عمي المزيفة |
| Peki, İşte Peşimde olan hayalet bu ve benim babam değil. | Open Subtitles | هذا هو الشبح الذي كان يلاحقني وهو ليس والدي |
| O benim babam değil. O, Galaktik Kuantum Lordları tarafından gönderilen sanal bir klon. | Open Subtitles | إنّه ليس والدي إنه مستنسخ إلكتروني تمّ إرساله من قِبل حكّام المجرّة الكميّة |
| Sadece babam değil, biliyorsun, bir canavar, ama kafayı sıyırmış. | Open Subtitles | آجل ، لذا أنه ليس والدي فقط أنت تعلم ، وحش ، لكنه مختل عقلياً |
| Bugünlerde bana ne yapacağımı söylüyor. O benim babam değil. | Open Subtitles | والآن، يظن أنه يستطيع أن يملي عليّ أفعالي إنه ليس أبي |
| Ayrıca, sadece babam değil, kimse bilmese iyi olur. | Open Subtitles | في الواقع، ليس أبي فقط. أرغب ألا تذكرا الأمر لأي أحد |
| Profesör Escobar, babam değil, benim kocam. | Open Subtitles | الأستاذ أيسكبور ليس أبي انه زوجي |
| Sadece sana yardım etmek istiyorlar. babam değil. | Open Subtitles | أنهم فقط يحاولون مساعدتك ليس أبي |
| Annemin kocası benim babam değil, kimdir o zaman? | Open Subtitles | إذا كان زوج أمي ليس أبي فمن هو ؟ |
| Sonuçta teknik olarak benim gerçek babam değil. | Open Subtitles | أتعلمي,لأنه فى الواقع ليس أبي الحقيقي |
| Ama babam değil. Mart kedisinin haykırışındaki hüzün bu der. | Open Subtitles | ولكن ليس والدي يقول انها حمولة من السوء |
| Bu adam kim bilmiyorum. Ama babam değil. | Open Subtitles | لا أعرف مَنْ يكون ذاك الرجل لكنّه ليس والدي |
| Beni 20 yıl boyunca seven, elinde büyüdüğüm adam babam değil ve gerçek babam 18. yüzyıldan 1.90'lık kızıl saçlı, kilt giyen bir adam mı yani? | Open Subtitles | الرجل الذي نشأت معه الذي أحبني ل20 سنة ليس والدي بل والدي الحقيقي |
| Carol benim annem, ama Henry benim babam değil ve hiç olmadı. | Open Subtitles | كارول والدتي، لكن هنري ليس والدي وأبدا كان. |
| Yani, sadece babam değil taklit ettiğim. | TED | ليس والدي فحسب من أحب أن أقلد فقط |
| Kitabın peşindeki babam değil. Marshall. | Open Subtitles | ليس والدي من يريد الكتاب إنه, مارشال |
| Umarım içerideki babam değil de o Guatemalalı çıtırdır. | Open Subtitles | آمل أن المثيرة الجواتيمالية هناك وليس أبي |
| O benim babam değil. Bu yıl bize hediye bile göndermedi. | Open Subtitles | أنه ليس أبى, انه حتى لم يرسل الينا هدايا عيد الميلاد هذا العام |
| Başı dertte olan babam değil. Biziz. | Open Subtitles | ليس ابي من هو في مشكلة انه نحن |
| -O benim gerçek babam değil. -Evet öyle, Clark. | Open Subtitles | إنه ليس والدى - (نعم هو (كلارك - |
| Ama bana bisikleti sürmeyi Ramu öğretti, babam değil. | Open Subtitles | لكن رامو علمتني قيادة الدراجة وليس والدي |
| Burada bulunan kişi babam değil. | Open Subtitles | صحيح , حسناً والدي ليس من يتواجد هنا |
| Jim babam değil. | Open Subtitles | جيم ليس بأبي |
| Benim babam değil o. | Open Subtitles | إنهُ ليسَ والدي |