| Ailemi kullanıyorsun, ama Babamla olan ilişkim bir sır değildi. | Open Subtitles | إنها كذلك إستغلال عائلتي لكن علاقتي مع أبي | 
| Öğle yemeği için iştahı kaçsa da Babamla olan ilişkilerine dair yeni bir bakış kazandı. | Open Subtitles | وحتى أنها فقدت غدائها ألا أنها كسبت بعض الأحترام في علاقتها مع أبي | 
| Babamla olan anlaşmamdan bir çıkar yol bulana kadar burada kalabileceğini söyledim. | Open Subtitles | أخبرتك أنه يُمكنكِ البقاء هُنا حتى أتبين طريقة لإعادة صياغة الإتفاق مع أبي | 
| Geçmişte Babamla olan ilişkimdeki bir şeyden dolayı tepki göstermiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أستجيب لشيء ماضي من علاقتي مع والدي | 
| Sırf baban gerçek seni tanıyınca, sevmez diye korktuğun için Babamla olan ilişkimi mahvedeceğine inanamıyorum. | Open Subtitles | علاقتي مع والدي لأنك خائفة جداً أن والدكِ لن يحبكِ على حقيقتكِ | 
| Babamla olan ilişkin. Bu ne kadar sürdü? | Open Subtitles | العلاقة العاطفية مع والدي كم دام هذا الأمر؟ | 
| Benim Babamla olan ilişkim seni alakadar etmez. | Open Subtitles | لا , علاقتى مع والدى فعلا ليست من شأنك | 
| Babamla olan anlaşmama uymamı sağlamak için Silver City'den geldi. | Open Subtitles | لقد هبط من مدينة الفضة ليُكمل الإتفاق الذي عقدته مع أبي | 
| Chuck, Bart'ın annemi öldürdüğünü biliyordu ve buna rağmen orada oturup benim garson için umutlanmamı izledi ve Babamla olan ilişkimi bozmaya çalıştı. | Open Subtitles | لقد كان (تشاك) يعلم أن (بارت) قتل أمي ولكنه جلس هناك يشاهدني وأنا أؤمِّل بتلك النادلة وقد حاول أن يفسد علاقتي مع أبي | 
| Babamla olan anılarım ne kadar acı verse de asla unutamam! | Open Subtitles | ! مهما كانت ذكرياتي مع أبي محزنة ومؤلمة، فلن أنساها ما حييت | 
| Babamla olan sorunlarımı görmezden gelemem artık. | Open Subtitles | لا يمكنني تجاهل هذه الترهات مع أبي بعد. | 
| Babamla olan durum için. | Open Subtitles | ذاك الأمر مع أبي | 
| Babamla olan ilişkimin büyük bir kısmından. | Open Subtitles | أغلب علاقتي مع أبي | 
| Kaçıyordum ve Babamla olan biten şeyler vardı. | Open Subtitles | لقد كنت هارباً و كانت هناك اموراً تحدث مع والدي لكنها انتهت الآن | 
| Bunlar hep iyi güzel ama ben buraya Babamla olan sorunlarımla yüzleşmeye geldim. | Open Subtitles | انظر، كل هذا رائع ولكنني أتيت إلى هنا لأحل مشاكلي مع والدي. | 
| Babamla olan ilişkin tekrar rayına oturduğu için memnunum. | Open Subtitles | اوه، أنا سعيدة أن علاقتك مع والدي قد عادت لطريق الصحيح | 
| Doğru bir yanım, şirketin Babamla olan bağı yüzünden buradan ayrılmak istemiyor. | Open Subtitles | وبالفعل... جزء مني يود البقاء لأنني... أشعر بوجود صلة مع والدي. | 
| Babamla olan ilişkimle neden ilgileniyorsun, Booth? | Open Subtitles | لمَ تبالي لعلاقتي مع والدي ، يا (بوث)؟ |