| Yaralılar önce gelir. Bunun dışındaki bahaneleri kıçından uydurdun. | Open Subtitles | الجرحى أولاً أى أعذار بعد ذلك ستندمين كثيراً ، أيتها الملازم |
| Pekala, hepimizin bahaneleri var, ama bir yolunu bulacağız. | Open Subtitles | حسنا جميعنا لديه أعذار لكن سوف نجدّ حلّ لهذا |
| Planlanmamış ziyaretler veya müşteri ziyareti bahaneleri gibi şeyler var mı? | Open Subtitles | ، هل عندك أي شيء عن ، زيارات غير مجدولة أعذار لزيارة عملاء ؟ |
| Kitaptaki bahaneleri dizip durma. İşi temizledin mi? | Open Subtitles | لا تفهرس الاعذار طبقا للحروف الابجديه , هل لك ان تمحوها ؟ |
| Ben de artık politikacılardan ve iş adamlarından bu bahaneleri duymaktan bıktım. | Open Subtitles | ونحن جميعا سئمنا تماما من سماع هذة الاعذار من السياسيين والشركات التجارية الكبرى |
| Nefret uyandıran insanların mükemmel bahaneleri vardır. | Open Subtitles | الأشرار دائما لديهم مبررات عظيمة |
| Biz bahaneleri ortadan kaldırmak zorundayız ve hastalardan giriş yapıp tedavi gördüklerini doğrulamalarını istiyoruz. | TED | يجب علينا التخلص من هذه الأعذار وذلك بسؤال المرضى لتسجيل الدخول والتحقق بأنهم قد تناولوا دوائهم. |
| - Sadece çözümleri isterler, bahaneleri değil. | Open Subtitles | ـ يريدون الإجابات بدون أعذار ـ حسنا أنت فقط |
| Yok hastaymış, ailesinden biri ölmüş, arabası bozulmuş, trafikte kalmış gibi bahaneleri de istemiyorum. | Open Subtitles | وسوف ل لن تتخذ أي أعذار ذلك .. وهو مريض، وتوفي شخص في عائلته، وكسر السيارة إلى أسفل .. .. أو الطريق سيئة للغاية. |
| Bak dostum, babaların çocuklarını görmemek için sürekli salakça bahaneleri vardır. | Open Subtitles | تابير اسمعني , الأباء دائما يختلقوا أعذار واهيه لكي يتجنبوا رؤية أولادهم |
| Bak dostum, babaların çocuklarını görmemek için sürekli salakça bahaneleri vardır. | Open Subtitles | تابير اسمعني , الأباء دائما يختلقوا أعذار واهيه لكي يتجنبوا رؤية أولادهم |
| Delirdiği zaman söyleyeceğimiz bahaneleri düşünmeliyiz. | Open Subtitles | ينبغي لنا فحسب أن نفكّر في أعذار له حين يتصرّف بجنون |
| bahaneleri bırak. | Open Subtitles | لا أعذار |
| Bir keresinde bana suçluluk duygusunu, davranışları için başka bahaneleri kalmadığında, güçsüz insanların hissettiğini söylemiştin. | Open Subtitles | ...اتذكر قولك ذات مرة ...الذنب شيئا ما يشعره الصغار عندما يلتمسون الاعذار لتصرفاتهم |
| Bu tip "ödevimi köpek yedi" bahaneleri vampirlere pek sökmez. | Open Subtitles | ..."الاعذار السخيفة مثل "الكلب أكل وظيفتي ...أنا لا أعبث مع مصاصي الدماء |
| bahaneleri bırak. | Open Subtitles | توقفي عن خلق الاعذار |
| Böylece geç kalmak için bahaneleri kalmaz. | Open Subtitles | ليس لديهم مبررات للتأخير. |
| Tek yapmanız gereken itibarı kullanmak için gözlenebilirliği artırmak, bahaneleri ortadan kaldırmak ve beklentilerinizi iletmektir. | TED | هي فقط تتطلب شحذ السمعة من خلال رفع درجة الملاحظة. وإقصاء الأعذار وتوصيل التوقعات. |