| Size bunlardan bahsedeceğim ve bunların nasıl çalıştığını göstereceğim, bunu, insanların nasıl olup da yanlış düşündüğüne ilişkin örnekleri göstererek yapacağım. | TED | وسوف أحدثكم في خلال كل هذه وأعرض كيفية عملهم وإستخراج نتائجهم، فقط خلال عرض الأمثلة لأناس تفهم بعض الأشياء خطأ. | 
| Size mantıksızlık ile ilgili bir örnek vermek istiyorum, size hileden bahsedeceğim. | TED | وأريد أن أعطيكم مثالاً لهذه الأشياء اللاعقلانية، وأريد أن أتحدث عن الغش. | 
| Bu konuda sadece iki tane genel kuraldan bahsedeceğim. | TED | سأذكر أمرين حول ذلك يخص كافة المجتمعات المنهارة. | 
| Daha net açıklamak için başka bir hastadan bahsedeceğim. | TED | لأريكم ماذا أعني بذلك، دعوني أحدثكم عن مريضة أخرى. | 
| Size üzerinde çalıştığımız projelerden birinden bahsedeceğim; ReMotion Knee, diz üstünden ampute kişiler için yapılmış bir tip protez. | TED | لذا سأخبركم عن أحد المشاريع التي نعمل عليها ركبة إعادة الحركة، وهي ركبة اصطناعية مصممة لمبتوري الأطراف | 
| Hey, eve vardığımda bizimkilere bu yolculuktan bahsedeceğim. | Open Subtitles | إرتقبوا حتى أصل لمنزلى و أخبرهم عن هذه الرحلة | 
| Size Noel Kentinden bahsedeceğim. | Open Subtitles | اريد ان احدثكم عن بلدة عيد الميلاد | 
| Size üç kişiden bahsedeceğim : Vannevar Bush, Doug Engelbart ve Tim Berners-Lee. | TED | وسوف اقتبس عن ثلاثة أشخاص: "فانيفار بوش" و "دوغ إنغيلبارت" و "تيم بيرنرز-لي" | 
| Ve bu gerçekten muhteşem bir yenilik getiriyor, bundan daha sonra bahsedeceğim. | TED | ويقدم ذلك أيضاً ابتكار رائع حقاً, وسوف أتحدث عن ذلك لاحقاً. | 
| Şu ana kadar yaptığım 3 özel şey var ve önce bunları açıklayacağım, sonra da biraz işimden bahsedeceğim. | TED | هناك ثلاثة أشياء معينة قمت بها وسأقوم بذكرها أولا, ثم أتحدث عن بعض من عملي | 
| Anlıyorum. Bir sonraki yönetim kurulu toplantısında bahsedeceğim. | Open Subtitles | حسناً ,سأذكر ذلك في الاجتماع القادم مع روؤساء الشركه | 
| Aman tanrım. Düğününde bundan kesinlikle bahsedeceğim. | Open Subtitles | ياللهول سأذكر بالتأكيد هذه اللحظه في نخبي لزواجكِ | 
| Ben kısaca, duyduğunuz gibi, size istatistikten bahsedeceğim-- daha açık olarak, istatistikle ilgili heyecanlı bir şeylerden bahsedeceğim. | TED | اختصار حديثي، كما سمعتم للتو، هو أن أحدثكم عن الاحصائيات... ولكي أكون دقيقاً، أن أخبركم بأمور مشوقة عن الاحصائيات. | 
| Sırf çok güzel olduğu için size son bir deneyden bahsedeceğim. | TED | سأخبركم عن آخر تجربة قمت بها، فقط لأنّها رائعة. | 
| Bulduğun defterden bahsedeceğim. | Open Subtitles | سوف أخبرهم عن المجلة التي وجدتها | 
| Size Noel Kentinden bahsedeceğim. | Open Subtitles | اريد ان احدثكم عن بلدة عيد الميلاد | 
| Bir de proteom (protein) alanı var, bundan da birkaç dakika bahsedeceğim. ki ben bunun bir sonraki aşama olacağına inanıyorum özellikle kanseri anlama ve sınıflama konusunda. | TED | هذا بالإضافة إلى مجال البروتيوميات والذي سأتحدث عنه بعد قليل و الذي سيصبح المرحلة القادمة باعتقادي فيما يخص فهم و تصنيف السرطان | 
| Ayrıca sizlere biraz arabamızdan bahsedeceğim, dünyayı nasıl gördüğünü, nasıl tepki verdiğini ve ne yaptığını göstereceğim; ama öncelikle problem hakkında konuşacağım. | TED | أيضا سأقوم بالتحدث قليلاً عن سياراتنا ونريك كيف ترى العالم وكيف تتفاعل معه وماذا تفعل ، لكن في البداية سأتحدث قليلاً عن المشكلة . | 
| Bugün, biraz alışılmadık yollarla öykü koleksiyonu yapmaktan bahsedeceğim. | TED | إذا سوف أتحدث اليوم عن جمع القصص بطرق غير تقليدية. | 
| Size yetişkinlere Abu Dabi'de İngilizce öğreten bir arkadaşımdan bahsedeceğim. | TED | أريد أن أخبركم عن صديقتي التي كانت تُدرّس اللغة الإنجليزية للبالغين في دُبي | 
| Ve size bugün İngilizce'nin küreselleşmesinden ve dil kaybından bahsedeceğim. | TED | وأريد أن أتحدث لكم اليوم عن ضياع اللغة وعولمة اللغة الإنجليزية | 
| Beyzboldan bahsedeceğim. Ama artık programımın yapımcısı olmanı istemiyorum, Shep. | Open Subtitles | سأتكلم عن البيسبول سأفعل لكني لا أريدك أن تنتج عرضي بعد الآن ياشيب |