| Labirentte sorun var. İcabına bakmalısın. | Open Subtitles | هناك مشاكل في التيه ويجب عليك أن تعتني بها |
| Tamam mı? Sürekli ayaklarıma bakamazsın, yukarı bakmalısın. | Open Subtitles | حينما ترقص،لا يمكن أن تنظر إلى الأرض طوال الوقت |
| Bu bir iş. Bu gözle bakmalısın. | Open Subtitles | أنه عمل ذلك الطريق الذي يجب أن تنظر اليه |
| Belki de etrafına bakmalısın ve birçok erkekle flört edip gününü gün etmelisin. | Open Subtitles | ربّما يجب عليكي أن تنظري حولك000 تجنبي الخضوع للسيطرة، افحصي رجال آخرين |
| Kızlara iyi bakmalısın. Onları mutlu etmelisin. | Open Subtitles | وعليك الإعتناء بالفتيات لتجعلهن سعداء أيضا |
| Kusurlu mallardan kurtulup, Chelsea'yle neler olacağına bakmalısın. | Open Subtitles | يجب أن تتخلص من البضاعة المعطوبة (وترى كيف ستتطور علاقتك مع (تشلسي |
| Ama şu ayrıntıya bakmalısın Tosh. Muhteşem bir şey. | Open Subtitles | لكن يجب أن تلقي نظرة على تفاصيله يا توش ، إنها خلابة |
| Eğer yeni bir yüz ve, giysilerine yakışacak birisini arıyorsan bu kitaba bakmalısın. | Open Subtitles | يجب أن تبحثي عن وجه جديد فتاة تبدو جميلة في ملابسك فتاة بذلك الكتاب كما أخبرتك |
| İyi bir şey bulduğunda ona iyi bakmalısın. | Open Subtitles | عندما تعثر على شيء جيد يا ماكس عليك أن تعتني به |
| Ona bana baktığından daha iyi bakmalısın. | Open Subtitles | عليكَ أن تعتني بها بصورةٍ أفضل مما فعلته معي دوماً |
| Önce altına bakmalısın. O sürtüğün ateşleme yayına iyice bak. Tık. | Open Subtitles | تأتي من خلفها وتكون جافاَ تنظر إلى فتيل الغشتعال هذا هو المضحك الآن |
| Sadece vücuda bakmalısın, yada solunda ne olduğuna. | Open Subtitles | عليك فقط أن تنظر إلى الجسم أو ما تبقى منه |
| Kendine öyle demeden önce aynaya bakmalısın. | Open Subtitles | عليكي أن تنظري في المرآه قبل أن تسمي نفسك كذلك |
| Çünkü ben sana bakmayacağım bu yüzden kendine iyi bakmalısın artık." | Open Subtitles | لأنني لن أعتني بك لذا فعليك الإعتناء بنفسك" |
| Gelmek gerekiyor. Gelip, Derrick'e bakmalısın. | Open Subtitles | حسناً , يجب أن تأتى يجب أن تأتى وترى (ديريك) |
| Kaza anı fotoğraflarına bir bakmalısın. | Open Subtitles | عليك أن تلقي نظرة على شريط المراقبة للحادثة. |
| Eğer ona komplo kuran kişiyi bulmak istiyorsan buna bakmalısın. | Open Subtitles | هذا ما يجب أن تبحثي فيه إن أردتي أن تجدي من لَفَقَ لها هذا |
| Birgitte, olaya geniş açıdan bakmalısın. | Open Subtitles | يتطلب عليك النظر للصورة الكبيرة يابيرغيت |
| Bardağa dolu tarafından bakmalısın, Onbaşı. | Open Subtitles | يجب أن تنظر الى الجانب المشرق يا عريف نعم يا سيّدي |
| Sende aşağıya dikkatlice bakmalısın, ...ve nerede durduğunu görmelisin. | Open Subtitles | يستحسن بكِ أن تنظري إلى الأسفل.. وتدركين أين أنتي واقفة بالضبط |
| Güvenlik kutusunun içerisinde değerli bir şey var mı diye bakmalısın. | Open Subtitles | ينبغي ان تلقى نظرة عليها وتضعي الثمين منها في صندوق امانات |
| İstiyorum ama buna bir kediden çok bir yatırım olarak bakmalısın. | Open Subtitles | نعم لكن عليك ان تنظري له انه استثمار اكثر من قطة |
| Karşıya geçmeden önce iki tarafa da bakmalısın. | Open Subtitles | علينا أن ننظر في الإتجاهين قبل عبور الشارع |
| Belki de sen kendi işine bakmalısın. İyi günler, hanımefendi. | Open Subtitles | ربما من الأفضل أن تهتم بشؤونك مساء الخير, آنستي |