| Karanlıkta sökülmüş Baldıran kökü. Küfürbaz Yahudi ciğeri. Keçi safrası, ve bol tarafından porsuk ağacı yongası. | Open Subtitles | جزء من سمكة قرش عاشت في البحر المالح نبات الشوكران السام استخرج في الليل |
| Bunlar Baldıran. | Open Subtitles | لحاء ذو قشور ونتوء واسعة هذه علامات نبات الشوكران |
| Evet, direkt Baldıran Derneği kitabından çıkmış gibi. | Open Subtitles | يبدو كما لو أنه جاء مباشرة كدليل لرابطة الشوكران |
| Baldıran'ı da evden atmam. | Open Subtitles | ان قمت بذلك , فهذا يعني ان عليك اطلاق هيملوك |
| Bu genç Sokrates'e Baltimore Herald'ın Baldıran otuna itiraz ettiğini. ve ona bir avukat tedarik edeceğini söylemeye geldim. | Open Subtitles | ماذا تريد على أى حال ؟ لقد جئت كى أقول للفتى " سقراط " هنا "أن " بالتيمور هيرالد "تعارض " هيملوك |
| Kanında Baldıran otu olabilir ama onu öldüren şey bu değil. | Open Subtitles | ،ربّما تناول بعض الشوكران لكنّه ليس ما يقتله |
| Baldıran otu, yaklaşık bir saat içinde vücuduna nüfus eder. | Open Subtitles | . يستغرقُ الشوكران ساعةً كي يؤثر على جسمكِ |
| Benekli Baldıran otunun çiçeklerinden damıtılır. | Open Subtitles | أنه مستخرج من ازهار نبات الشوكران |
| Tamam, bazı banotu gerekir yapacaksın, çingene kanı ve Baldıran kök. | Open Subtitles | حسناً ، سنحتاج إلى بعض المخدر . "و دم الغجر و جذر " الشوكران |
| Bu Baldıran otu. Seni iltihaplı sivilce. | Open Subtitles | ،إنّه الشوكران أيّها الغر الأحمق |
| Baldıran otu zehirlenmesinin temel bulgusu. | Open Subtitles | العلامات الأساسيّة لتسمّم الشوكران |
| Baldıran ismini Sokrates'in verdiğine inanıyorum, 'Ben ne içtim? | Open Subtitles | أظن أن سقراط هو من قال عن الشوكران: "ماذا شربت؟" |
| Claudius İkinci Hamlet'i dudaklarına bir damla Baldıran dökerek öldürdü. | Open Subtitles | قتل (كلاودويس) (هاملت الأكبر) بواسطة قطرة من الشوكران في إذنه |
| Salatasına Baldıran mı koymuşlar diye sordum. | Open Subtitles | سألت إذ كان الشوكران مرشوشاً على سلطتها |
| Ölüm Baldıran zehirlenmesiyle oluyordu. | Open Subtitles | الموت كان بواسطة تسميم بنبات الشوكران |
| "Bardakta buharlaşarak bitmiş olan şarap, içinde Baldıran otu izine rastlanmayan, ucuz yerli bir şarap. | Open Subtitles | النبيذ الذي تبخر من الكأس كان نبيذ محلي رخيص بدون آثار " هيملوك " به |
| Ki, Japoncada "Baldıran" demektir. | Open Subtitles | كي تعني هيملوك باليابانية |
| - Birisi ona Baldıran uygulasın. - Tamam. | Open Subtitles | هيه , ليعمل أحدكم عليه (هيملوك) اضغطبيديك! |
| O parfümün içinde Baldıran otu vardı. | Open Subtitles | كان هناك هيملوك في ذلك العطر |
| Baldıran! | Open Subtitles | - شكرا . - هيملوك! |
| Tom üzerinde Baldıran otu bulmuştu, değil mi? | Open Subtitles | (توم) وجد هيملوك عليها، أليس كذلك؟ |
| Tamam, evet, belki yemek düellosu için aldım ama Baldıran otu olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | حسناً، ربّما اشتريتُه من أجل تحدّي الطعام ولكنّي لم أكن أعرف أنّه شوكران |