| Öldürülmeden önce bana öğrettiği tek şey de buydu zaten. | Open Subtitles | كان الشيء الوحيد الذي علمني إياه قبل أن يتعرض للقتل |
| bana öğrettiği şeyler sayesinde hayal dahi edemeyeceğin tehlikelere atıldım. | Open Subtitles | خضتُ مخاطر لا يمكنك أن تتخيلها بسبب ما علمني إياه |
| Babamın ihtiyacı olan parayı elde etmenin tek yolu... bana öğrettiği numaraları kullanmak. | Open Subtitles | والآن بما أن أبي بحاجة للمال فإن الطريقة الوحيدة للحصول عليها هي إستعمال الحيل التي علمني إياها |
| Amcamın bana öğrettiği eski bir el çabukluğu. Amatör bir sihirbazdı, ama bu ikisinden çok daha iyiydi. | Open Subtitles | إنها حيله علمنى أياها عمى كان هاوى ولكن أفضل من هؤلاء |
| Babamın bana öğrettiği bir hiledir. | Open Subtitles | . خدعة صغيرة علمها لي أبي |
| Kız kardeşimin bana öğrettiği bir şey varsa o da insanlardan ümidi kesmemektir. | Open Subtitles | ثمّة أمر علّمتني إيّاه شقيقتي وهو عدم اليأس مِن الناس |
| Pen, 36 saatlik bebek bakıcılığının bana öğrettiği bir şey varsa o da çocukların, yetişkin gibi muamele görmekten hoşlandıklarıdır. | Open Subtitles | بيني ,اذا كان هناك شيء تعلمته من ال36 ساعه من مجالسة الاطفال فهو أن الاطفال يحبون ان نعاملهم كانهم بالغين |
| Anne-babamın bana öğrettiği, onların anne-babalarının da onlara öğrettiği dili konuşuyorum. | Open Subtitles | أنا أتحدث اللغة التي تعلمتها من أبي وأمي والذين تعلموها من قبل آبائهم |
| Babamın bana öğrettiği birşey varsa eğer, o da en iyisini ummak fakat en kötüsüne hazır olmaktır. | Open Subtitles | إذا كان هناك شيئاً واحد علمني إياه والدي فهو أن أتمنى الأفضل ولكن أستعد للأسوأ |
| Aslında bana öğrettiği her şeyi hatırlıyorum. | Open Subtitles | في الحقيقة أتذكر كل شيء علمني إياه على الإطلاق |
| Aslında bana öğrettiği her şeyi hatırlıyorum. | Open Subtitles | في الحقيقة أتذكر كل شيء علمني إياه على الإطلاق |
| Babamın bana öğrettiği şeyi çok daha sık düşünüyorum. | TED | أفكر كثيرا فيما علمني إياه والدي. |
| bana öğrettiği en değerli şey herkesin bir hikayesi olduğuydu. | Open Subtitles | أهم شيء علمني إياه أن كل شخص لديه حكاية |
| Bu ikiz kardeşimin bana öğrettiği bir numara. | Open Subtitles | إنّها خدعة صغيرة علمني إياها أخي التوأم |
| Lex'in bana öğrettiği en önemli şey geçmişte yaşayamazsın. | Open Subtitles | أحد أهمّ الأشياء التي علمني إياها (ليكس) هي عدم العيش متعلقاً بالماضي. |
| Profilci olmanın bana öğrettiği, aslolanın ne istediğim değil ne yapabileceğim olduğudur. | Open Subtitles | لكن كل شىء تعلمته كمحلل علمنى ان الامر لا يتعلق بما اريده ان يكون صحيحا انه يتعلق بما استطيع اثباته |
| Eski bir arkadaşın bana öğrettiği bir numara. | Open Subtitles | إنها حيله علمها لي صديق قديم |
| Hayatın bana öğrettiği bir şeyi sizinle paylaşayım Yüzbaşı! | Open Subtitles | دعني أخبرك بشيء ! علّمتني إيّاه الحياة أيّها القائِد |
| Pokerin bana öğrettiği ikinci şey düşünce şeklini sayısallaştırmanın önemi. | TED | الآن، ثاني أمر تعلمته من البوكر هو أهمية تحديد مقدار تفكيري. |
| Bir gün ninemin bana öğrettiği bir çorba yaptım. | Open Subtitles | وفي يوم ما أعددت حساء التي تعلمتها من جدتي |
| ..babamın bana öğrettiği gibi inşa ettim. | Open Subtitles | بنيتهم حسب الطريقة التي علمني اياها والدي هل لديك اي فكرة ماذا كان يعمل ليعيش ؟ |
| Harika seanslarımız oldu. Dr. Graham'ın bana öğrettiği küçük taktiği uyguladım. | Open Subtitles | لقد كانت لنا بضعة جلساتٍ رائعة لقد استخدمت هاته الحيلة الّتي علّمني إيّاها الدّكتور |
| Ancak bana öğrettiği şey: o farklılıkların sen tanımlamasına izin veremezsin. | TED | لكنها علمتني: لا يمكنك أن تسمحي لهذه الاختلافات بتحديد من أنت |