| Çabalarımın şirkete veya patrona değil de, sadece bana faydası olacağını hissediyorum. | Open Subtitles | اشعر بان عملي لابد ان يفيدني لنفسي لا لمديري أو شركتي |
| Ama iyileşecekler, Bunun bana faydası yok. | Open Subtitles | لكنهم سيتحسنون و هو أمر لا يفيدني حقاً |
| Görüldüğü gibi bana faydası olmadı. | Open Subtitles | ومن الواضح أنه لم يفيدني |
| Marcus'u işten ayrılması için kışkırttım çünkü artık bana faydası kalmamıştı. | Open Subtitles | حرّضتُ (ماركوس) على الإستقالة لأنّه لم يعد ذي فائدة لي |
| bana faydası dokunabilir. | Open Subtitles | ذو فائدة لي |
| bana faydası dokunabilir. | Open Subtitles | ذو فائدة لي |
| Görüldüğü gibi bana faydası olmadı. | Open Subtitles | ومن الواضح أنه لم يفيدني |
| bana faydası dokunduğu için bunu yapıyorum. | Open Subtitles | أنا أنشأته لأنّه يفيدني |
| Bunun bana faydası olmayacağını biliyorum. | Open Subtitles | -أعلم أن هذا لن يفيدني |
| Bunun bana faydası olmaz. | Open Subtitles | \u200fلن يفيدني ذلك مطلقاً. |